Kuantum Bilgisayarlar - İnsan Teknolojisinin Sınırları | Kurzgesagt

🎁Amazon Prime 📖Kindle Unlimited 🎧Audible Plus 🎵Amazon Music Unlimited 🌿iHerb 💰Binance

Video

Transkript

Tarihimizin çoğunda, insan teknolojisi

beyinlerimizden, ateşten ve mızraklardan meydana geldi.

Ateş ve mızraklar, enerji santralleri ve nükleer silahlara dönüşürken

en büyük gelişme beynimize oldu.

1960’lardan beri, beyin makinelerimizin güçleri üslü şekilde büyümeye devam ederek

bilgisayarların aynı anda hem daha küçük hem de daha hızlı olmalarını sağladı.

Ama bu işlem fiziksel sınırlarına ulaşmak üzere.

Bilgisayar parçaları bir atomun boyutuna yaklaşıyor.

Bunun neden bir sorun olduğunu anlamak için, bazı temel kavramlara bakmalıyız.

(Jenerik) Özetle - Kurzgesagt tarafından

Bir bilgisayar çok basit şeyleri yapan çok basit parçalardan oluşmuştur.

Bu parçalar bilgiyi sunar, işler ve mekanizmaları kontrol eder.

Bilgisayar çipleri modüller içerir,

bu modüller mantık kapılarını ve mantık kapıları da transistörleri içerir.

Bir transistör bilgisayarlardaki bilgi işlemcisinin en basit formudur.

Temel olarak, gelen bilginin yolunu açıp kapatabilen bir anahtar işlevi görür.

Bu bilgi “sıfır” veya “bir” olarak ayarlanabilen “bit"lerden oluşur.

Bitlerin kombinasyonları da daha karmaşık bilgileri temsil etmede kullanılır.

Transistörler, basit şeyler yapan mantık kapıları oluşturmak için bir araya gelirler.

Örneğin, bir “VE” kapısının tüm girişleri bir ise çıktısı bir olur,

ve tam tersi durumunda sıfır olur.

Mantık geçitlerinin birleşimleri nihayet anlamlı modüller meydana getirir,

örneğin, iki sayıyı toplamak için.

Toplamaya yapabildiğinizde çarpma da yapabilirsiniz, ve çarpmaya yapabildiğinizde de

esasen her şeyi yapabilirsiniz.

Tüm temel işlemler tam anlamıyla birinci sınıf matematiğinden daha basit

olduğu için, bir bilgisayarı çok basit matematik soruları cevaplayan

bir grup yedi yaşındaki çocuk olarak hayal edebilirsiniz.

Yeterince büyük bir grubu astrofizikten Zelda’ya her şeyi hesaplayabilir.

Ancak, parçalar sürekli küçüldükçe kuantum fiziği olayı zorlaştırır.

Özetle, bir transistör sadece bir elektrik düğmesidir.

Elektrik elektronların bir yerden başka bir yere hareket etmesidir,

böylece düğme elektronların tek yönde hareket etmesini engelleyebilen bir geçittir.

Bugün, transistörlerin tipik boyutu 14 nanometredir,

bu da HIV Virüsünün çapından sekiz kat,

ve de bir beyaz kan hücresinden 500 kat daha küçüktür.

Transistörler birkaç atom boyutuna küçüldükçe elektronlar kendilerini

(Burada gücün yok!) engellenmiş bir yolun diğer tarafına kuantum tünelleme denilen bir

yöntemle transfer edebilir.

(Merhaba dostum! Naber?) Kuantum dünyasında, fizik alıştığımız tahmin edilebilir şekillerden farklı işler

(Çark savaşlarına tam olarak ne kadar alışkınsın?) (Ne…?) ve geleneksel bilgisayarlar artık mantıklı gelmez.

Teknolojik ilerlememizin önündeki gerçek bir fiziksel duvara yaklaşıyoruz.

Bu sorunu çözmek için, bilim insanları kuantum bilgisayarları inşa ederek

bu olağandışı kuantum özelliklerini kendi lehlerine çevirmeyi deniyorlar.

Normal bilgisayarlarda bitler bilginin en küçük birimidir.

Kuantum bilgisayarları iki değerden birine ayarlanabilen kübitler kullanır.

Bir kübit herhangi bir iki düzeyli kuantum sistemi olabilir,

manyetik alandaki bir dönüş veya bir foton gibi.

Fotonun yatay veya düşey polarizasyonu gibi,

sıfır ve bir bu sistemin muhtemel durumlarıdır.

Kuantum dünyasında, kübit bunlardan sadece biri olmak zorunda değildir,

aynı anda iki durumdan da bir miktar olabilir.

Buna süperpozisyon denmektedir.

Ancak siz değerini, mesela fotonu bir filtreden geçirerek test ettikten sonra

fotonun yatay veya düşey polarizasyondan birini seçmesi gerekir.

İzlenmediği sürece kübit sıfır ve bir ihtimallerininden oluşan bir

süperpozisyonun içindedir, ve hangisi olacağını tahmin edemezsiniz.

Ama ölçtüğünüz anda iki belirli durumdan birine geçer.

Süperpozisyon burada bir oyun değiştiricidir.

Dört klasik bit tek seferde iki üzeri dört farklı durumun birinde bulunabilir.

Bu 16 muhtemel kombinasyon eder, bunlardan tek seferde birini kullanabilirsiniz.

Ancak süperpozisyon halindeki dört kübit, aynı anda bu 16 kombinasyonun hepsinde bulunabilir!

Bu sayı eklenen her kübit için üslü şekilde artar.

Yirmi tanesi aynı anda bir milyon değer saklayabilir.

Kübitlerin sezgisel olmayan gerçekten tuhaf başka bir özelliği de

dolanık olmalarıdır; bu kübitlerin ne kadar uzakta olursa olsun

herhangi birinin aynı anda diğerinin durumuna da tepki göstermesini sağlayan yakın bir bağlantıdır.

Bunun anlamı tek bir dolanık kübiti ölçtüğünüzde eşlerine bakmadan

bu kübitin özelliklerini direkt bir şekilde anlayabilirsiniz.

(Çok… fazla… bilgi…) Kübit manipülasyonu da kafa karıştırıcı bir şeydir.

Normal bir mantık kapısı girişlerin basit bir kümesini

alır ve tek bir belirli sonuç çıkarır.

Bir kuantum kapısı süperpozisyonların girişini yönlendirir, ihtimalleri

dolanır ve sonuç olarak başka bir süperpozisyon çıkarır.

Yani bir kuantum bilgisayarı birkaç kübit ayarlar, ihtimalleri yönlendirmek

ve onları dolanık hale getirmek için geçitleri uygular ve sonra süperpozisyonları

sıfır ve birlere çevirerek nihayet sonucu çıkarır.

Bunun anlamı var olan sisteminizle hepsi aynı anda yapılan bir sürü hesap alırsınız.

Sonunda çıkan tüm sonuçların sadece birini ölçebilirsiniz ve bu sadece muhtemelen

istediğiniz sonuçtur, yani sağlamasını alıp tekrar denemeniz gerekebilir.

Ama süperpozisyon ve dolanıklığın ince noktalarını zekice açığa vurarak bu olay

normal bir bilgisayarda yapılabileceğinden katbekat daha etkili yapabilir.

Kuantum bilgisayarları muhtemelen evimizdeki bilgisayarların yerini alamayacak fakat

bazı alanlarda oldukça üstünlük sağlamaktadır.

(Hangisi benim favorim?) Bunlardan biri veritabanı aramasıdır.

(Bu değil…) Bir veritabanında birşeyi bulabilmek için,

(Bu değil…) (…) normal bir bilgisayar verilerin her birini teker teker test etmek zorunda kalabilir.

(Hangisi benim favorim?) (..?) (!!!) (Oha, bu hızlıydı) Kuantum algoritmaları bu zamanın sadece kareköküne ihtiyaç duyarlar

ve büyük veribankaları için bu çok büyük bir fark eder.

Kuantum bilgisayarlarının en meşhur kullanım alanı BT güvenliğini mahvetmektir.

Şu anda, tarama, e-posta ve bankacılık bilgileriniz herkese verdiğiniz açık bir

anahtarla sadece sizin çözebileceğiniz mesajları oluşturan bir şifreleme yöntemi

sayesinde korunmaktadır.

Sorun bu açık anahtar aslında sizin özel anahtarınızı hesaplamak için kullanılabilir.

Ne şanslı ki bunu normal bir bilgisayarda yapmak tam anlamıyla deneme ve yanılmayla

geçen yıllar sürer.

(Kolay oyun…) Ancak üslü hızlarda çalışan bir kuantum bilgisayarında

(…kolay hayat.) bunu kolaylıkla yapabilirsiniz.

Diğer bir heyecan verici yeni kullanım alanı ise simülasyonlardır.

Kuantum dünyalarının simülasyonları çok fazla sistem gücüne gereksinim duyar,

(Bu benim iç karmaşıklığımı yansıtmıyor!) ve moleküller gibi çok daha büyük yapılarda sıkça kesinlikten noksandırlar.

O zaman neden kuantum fiziğini gerçek kuantum fiziğiyle simüle etmeyelim?

Kuantum simülasyonları proteinlerle ilgili ilaçlarda devrim yapmamızı sağlayacak

bilgiler kazanmamızı sağlayabilir.

(Beyler, bu ineğe bakın!) Şu anda kuantum bilgisayarlarının sadece özel alanlarda çalışan bir

araç mı yoksa insanlık için büyük bir devrim mi olacağını bilemiyoruz.

Sınırların nerede olduğuyla ilgili hiçbir fikrimiz yok, ve bulmanın sadece

tek yolu var!

Bu video Avusturalya Bilim Akademisi tarafından desteklenmiştir,

onlar da bilimde mükemmeliği destekleyip yayan bir kuruluştur.

Bu konu ve benzer diğer konuları http://nova.org.au/ adresinden daha

fazla öğrenebilirsiniz.

Onlarla çalışmak harikaydı, yani sitelerine bir bakın!

Videolarımız ayrıca patreon.com ‘daki desteklerinizle mümkün olabilmiştir.

Eğer bizi destekleyip Kurzgesagt kuş ordusunun bir parçası olmak istiyorsanız

Patreon sayfamıza bir göz atın!

Türkçe çeviriyi yapan: ArdyArd https://goo.gl/YjJNcg

Subtitles by the Amara.org community