Dairenin içinde 100 gün kal ve 500 bin dolar kazan | MrBeast

🎁Amazon Prime 📖Kindle Unlimited 🎧Audible Plus 🎵Amazon Music Unlimited 🌿iHerb 💰Binance

Video

Transkript

- Issız bir yerde dev bir çember oluşturdum.

Bu rastgele seçilmiş abone,

100 gün boyunca çemberin içinde kalırsa

ona 500.000 dolar vereceğim.

Çemberin içine gir, 100 günlük sayaç başlayacak.

Sayaç ötüyor.

100 gün boyunca çemberin içinde kalması gerek.

  • Burada hiçbir şey yok.

  • Henüz bir şey yok.

Chris!

  • Birazdan ev bırakacağım.

  • Bana kesinlikle güven verdi.

  • Vinçle ev kaldırıldığını muhtemelen bilmiyordunuz.

  • Hiç eğitim almadım.

Bir dakika, hangisi gazdı?

Eyvah!

  • Merdivenlere dikkat et!

  • Şöyle yapalım.

  • 100 gün hayatta kalması için gereken tüm yiyecek,

giysi ve malzemeler bu evin içinde.

  • Olamaz.

  • Çok daha kötü olabilirdi.

  • Tanrım!

  • Bu da Shawn’ın ailesi.

Göreve başlamadan önce

son kez vedalaşmanızı istedim.

Ah!

  • Acı yoksa ödül de yok baba.

  • Yarım milyon dolarla çemberden çıktığımda

burada olacaksınız.

  • İnanıyorum.

  • Ama sizi özleyeceğim.

  • Ah!

  • Biraz ağlayacağım.

  • Video yeni başladı, şimdiden duygusallaştık.

Bol şans, işin sonunda 500.000 dolar var.

  • Açıkçası biraz duygulandım

ama 300.000 kalori, 100 gün, planım hazır.

Yemekleri düzenleyeceğim, giysileri seçeceğim,

zihnimi oyalamanın bir yolunu bulacağım

ve biliyorum ki çemberden dışarı adım atarsam

sonsuza kadar pişman olurum.

Bir gece gitti, 99 gece kaldı, organize olalım.

Tamam, strateji seansı bir,

neyim olduğunu, ne kadar olduğunu

ve nasıl düzenleyeceğimi belirlemeliyim.

  • 100 günlük yiyeceğinin hepsi bu.

Bunların hepsini yersen,

diyelim ki ilk 50 günde bitti, işin biter.

  • Sıkıştırmaya başlamadan önce

daha fazla yiyecek varmış gibi duruyordu.

  • Shawn.

Merhaba.

  • Bir düzineden fazla kamera

her hareketini 7/24 takip ediyor.

Kırmızı çizgiye basarsa bunu göreceğiz.

Bu görevin en zor kısmı ne olacak?

Tek kusur.

Kimse beni yenemez.

Kimse aklıma girmedi.

  • Konteynerden çıktık ama hâlâ bizimle konuşuyor.

  • Düşüncelere daldım.

  • Shawn, sanırım gittiler.

  • Tanrım! Onlardan nefret ediyorum.

Chris evimi mükemmel bir şekilde indirdiği için

duşumun su gideri çalışmıyor.

Teşekkür ederim Chris,

100 gün boyunca buna katlanacak olmak harika.

Hava bulutlu.

Dışarı çıkıp sebze ekmek için harika bir gün.

Ah!

Bastığım yere dikkat etmeliyim

çünkü bunu geçersem oyun biter.

O kırmızı çizgi ölüm demek.

Ona değersem iş biter.

Odunları arkaya çıkarıp

ikinci bir çizgi oluşturacağım.

Tamam, güzel çemberim hazır.

  • Shawn.

  • İçeri gel.

  • Nasıl gidiyor dostum?

  • İyi gidiyor.

  • Bir dakika, bu bir Cheerio mu?

100 gün boyunca başka malzemen yok.

Cheerio’nu boşa harcıyorsun.

Tamam, yaşasın.

  • Vay canına, çok bayatlamış.

  • Shawn’ın rutin oluşturma hızına şaşırdım.

Resmî olarak 10. Gündeyiz.

Kıyafetim için özür dilerim,

az önce çikolata fabrikamı bağışladım.

Shawn kameralarda görünmüyor.

Shawn, kakanı mı yapıyorsun?

  • Ne?
  • Ah!

Tamam, kaçmamış.

  • Evet.

  • Dostum, nasılsın?

  • Güzel. İyiyim.

  • Sana sarılayım.

Bir dakika, demek kilonu kontrol ediyorsun.

  • Yedi günde bir tartılıyorum.

  • Demek planın görevi kaslı bitirmek.

  • Evet, bu işin sonunda kaslı olacağım.

Ve 500.000 dolar daha zengin olacağım.

  • Eşin bana bayılacak.

İyi gidiyorsun, bir ay sonra görüşürüz.

  • Bir ay mı?

Bence şaka yapıyor ama muhtemelen şaka değil.

Bugün bahçe kurmaya çalışacağım.

O çılgın kırmızı çizgiden uzağa tekrar ekeceğim.

Parayla yapmayı planladığım şeylerden biri

çiftliğimi tümüyle güneş enerjisine geçirmek.

Çiftliğim dev bir Tesla gibi olacak.

Hayalimiz bu,

arazimizdeki hedefimiz bu.

Dışarı çıkıp paramı almak için can atıyorum.

Sanırım güzel bir tatile çıkacağım.

Vay canına, Jimmy fırtına alarmı olduğunu söyledi.

Hava şartları yüzünden çemberden çıkacak mısın?

Hadi ama ben Oklahomalıyım.

Vay canına!

O branda yarım milyon dolar etmez.

Evet, işte geliyor.

Paracıklarım uçup gidiyor.

Tamam, içeri gireceğim.

Tavandan su akıyor

ama sifonum çalışmıyor

çünkü muhtemelen dışarıdaki tank doldu,

içine yağmur suyu sızdı.

Arkamızdaki beyefendiyi görüyor musunuz?

16 gündür o çemberin içinde.

  • Yemek yemeden geçirdiğin günlerden fazla kel adam.

  • O videoyu hatırlatmana gerek yoktu.

  • İkinci katını gördün mü?

  • Hayır, oraya çıkmayı planlıyordum.

  • Biraz dik.

  • Hey, Jimmy, sen kelsin.

  • Evet, o işe karışmayacağım.

Burada kalırsam

beni değil birbirlerini rahatsız ederler.

  • Çocuklar kabalık ettiği için

onları burada esir bırakacağım.

  • Çıkmak istiyoruz.

  • Özür dilersen merdiveni getiririm.

  • Çıkar bizi!

  • Çıkmak istiyoruz!

Sanırım dışarı çıkmaya hazırız.

  • Özür istiyorum.

  • Kel olduğun için üzgünüm.

Sana kel dediğim için üzgünüm.

  • O kadar zor muydu?

  • Evet, canım acıdı.

  • Çocuklar dün evimi iyice dağıttı.

Bahçem camla kaplı.

Çok sinir bozucu.

  • Korkarım ki bu görev

Shawn’ı etkilemeye başladı.

  • Evime gelip eşyalarıma sataşır mısın?

Öyle düşünmemiştim.

♪ Günün birinde ♪

  • Bu şey tam hayalarıma çarptı.

♪ Daha fazla, daha fazla para, ♪ daha fazla ben

  • Nasılsın Chandler?

  • Korkuyorum.

  • Ben olsam ben de korkardım.

O dönme dolabı iki saatte monte ettik.

  • İndir beni.
  • Shawny.

Görevin %25’ini tamamladın, sana karnaval getirdik

böylece günün keyfini çıkarabileceksin.

  • Bu harika.

  • Sadece ağ var.

Ah!

  • Dostum!

  • Ah! İlk atış.

İşte bu.

  • Ah!

  • Bu küçük oyun pek eğlenceli değil.

  • Tanrım, yüksekten çok korkarım.

25’inci günü geride bıraktın,

sence 100 günü tamamlayabilecek misin?

  • Aksi için bir sebep yok.

Bu yarışma büyük bir fedakârlık.

Çocuklarımla geçireceğim çok fazla yaz yok.

Çok geçmeden evden gidecekler.

Zor bir durum.

Kıyafetlerimi düzenliyordum

ve onları yerleştirirken

küçük notlar bulmaya başladım.

Kızım, en küçük çocuğum yazmış.

Dört çocuğum ve bir eşim var,

18 yıldır hiç bu kadar yalnız kalmamıştım.

Yemekleri idareli kullanıyorum, hayatta kalmak zor olacak

ama buradan çıkmama sebep olacak bir şey varsa

o da yalnızlıktır.

Bunu düşünmek istemiyorum.

Gordon Ramsey elime su dökemez.

  • Sadece 300.000 kalorilik yemek verdiğim için

Shawn’ın bunu nasıl değerlendireceğini düşünmesi gerekti,

bu da ilginç seçimlere yol açtı.

  • İlk kötü yemeğim olabilir.

Tedbir olarak kalan yemekleri haşladım.

  • İğrenç.

  • Çok lahana kıvamında.

Üstümde kamera var.

Bu 100 günlük görevde çıplak uyumayacağım.

Jimmy, bunu senin için yapıyorum.

Seni çıplaklığıma maruz bırakmıyorum.

Bu sabah şöyle bir şey duydum:

Hey, Shawn, yatağında örümcek var.

Yatağımı ters çevirdim.

Çemberden çıkıyorum.

Bugün son günüm.

Uzun zamandır burada olduğunun işareti

Mr. Beast videosunda çember içinde yaşadığında

bunun sana normal gelmesidir.

Gün 39, Babalar Günü.

Uyanıp evde olduğumu düşünüp durdum.

Ailemi çok özledim.

Bugün zor bir gün olacak.

  • Shawn’ın haberi olmasa da

ailesini çembere getirdim,

Babalar Günü’nde ona sürpriz yapacaklar.

Shawn, sana bir hediyem var.

  • Öyle mi?

  • Babalar Günü’n kutlu olsun!

  • Babacığım!

Babacığım.

  • Onu buraya hapsettiğim için üzüldüm.

Bana danışmadılar.

Hediye getirmişler,

babasına hediye veremeyeceğini

bu küçük kıza söyleyemem.

Boyun eğdim, işte buradayız.

Tamam, bunu onaylıyorum.

  • Tanrım!

  • Sana sadece hediye getirmediler,

gelecek 24 saati seninle geçirecekler.

  • Olamaz!

Çok sıkılacaksınız.

  • Buzdolabındakiler benim çizimlerim mi?

  • Evet, buzdolabındakiler senin çizimlerin.

Güzel, bunları saklayacağını düşünmemiştim.

  • Eşi geldi!

Ah!

  • Shawn ailesini neredeyse bir aydır görmüyor.

Yarına kadar onları yalnız bırakmak istedim.

Kırmızı çemberi aştın,

güzel bir his olmalı.

  • Evet.

  • Çok teşekkürler Jimmy.

Harikaydı.

  • Yeni bir gün, Ryan burada,

bana bu peniyi vermek için Amerika’yı aştı.

  • Selam millet.

  • Shawn, içeri geliyorum.

  • Gel.

  • Ne taşıdığını biliyor musun?

  • Bir peni.

  • Bu peniyi neden taşıdığını biliyor musun?

  • Çocuklarım bundan bahsetti.

Şey için getirdi…

  • Bir dakika, cidden mi?

  • Evet.

  • Olamaz.

Eğlence için sana vereceğim.

  • Gerçekten mi?
  • Al bakalım.

Yarın 50. gün

ve onun için bir sürprizimiz var

ama ona söylemek yok, tamam mı?

  • Tamam.

  • Tamam.

  • Tamam.

  • Tamam, görüşürüz Shawn.

  • Oley!

  • Shawn’ın çember mücadelesi

resmen 50. gününe girdi

ve bu özel anı kutlamak için

YouTube’dan birkaç arkadaşımı çağırdım.

  • Biz geldik, onun YouTube arkadaşları.

  • Bana bir mola gerek.

  • Shawn.

Shawn, bugün günlerden ne?

  • 50.
  • Aynen öyle.

Önünde 100.000 dolar var,

şu an dışarı çıkarsan para senin.

  • Hayır.

  • Ne, neden?

  • 100.000 mi?

Burada takılıp 400.000 daha kazanabilirim.

  • Bu işten keyif alıyor gibisin.

  • Tamam, ya 150.000 olsaydı?

O zaman yeterli olur muydu?

  • 400.000’den fazla olsa biraz düşünüp…

Delirmişsin, 400.000 mi?

Tamam, kabul etme ihtimaline karşı

bando takımı getirmiştim.

Bando takımını çağırın.

  • 50 gün.

  • Bunun en iyi kısmı ne biliyor musun?

Bütün gece burada durmak için para aldılar.

Bol şans.

İlk 50 günde

Shawn’ın dayanıp dayanamayacağını görmek istedim.

  • Bunu yaptım, değil mi?

50 günü tamamladım.

Bu görevin ikinci yarısı için

oldukça çılgın şeyler planladık.

  • Muhtemelen hiç göremeyeceğin bir şey.

  • Tanrım!

Tanrım!

  • Açıkçası böyle biteceğini düşünmemiştim.

4 Temmuz, 54. gün.

İyi ki doğdun Amerika.

  • Hazır mısınız?

Yakıyorlar.

Yakıyorlar.

Hadi, hadi.

  • 4 Temmuz kutlu olsun Shawn.

Ya şimdi çıkarsa?

  • Çembere dikkat et.

  • İçeri gir, siper al!

  • Dostum, rastgele havai fişek aldım.

Bu kadar çılgınca olacağını bilmiyordum.

  • Ah!

  • Ateşi kes!

Ateşi kes, önümü görmek bile…

Lanet olsun!

  • Lanet olsun!

  • İyi bir gösteriydi, değil mi?

  • Evet, inanılmazdı.

  • Açıkçası havai fişek uzmanı olmalıyız.

  • Evet, dostum, öyle sayılırım.

  • Tamam Shawn.

Daha da önemlisi şu, bugün 5 Temmuz

yani gitmemiz gerek.

  • Evet.

  • Başka havai fişek yok.

  • 5 Temmuz’da hiçbir şeyi kutlamayacağız.

  • Tamam, teşekkürler.

Jimmy’nin sıradaki planını korkuyla bekliyorum.

  • Sıradaki planımı korkuyla mı bekliyorsun?

  • Evet.

  • Seni bir ay yalnız bırakmamı ister misin?

  • Hayır, o daha da kötü olur.

  • Tamam, bir aya görüşürüz.

  • Hayır!

  • Yo, bunu sen yaptın Shawn.

  • Bir ay daha mı?

Geriye o kadar gün kaldı zaten!

İşte geriye kalanlar.

Sınıra fazla yaklaştığım anlar oldu.

Çembere dikkat etmek gerek.

Hendek kazmayı düşünüyorum.

Jimmy cidden 30 gün boyunca geri gelmeyecekse

o geri dönene kadar hendeği kazmış olurum.

Bugün bir konserve sebze ve bir konserve hindi yedim.

Isıtmadım bile.

Yemek bir sorun olacak.

Bu et ve kötü kokuyor.

18 metrelik çember içinde

yapılabilecek her şeyi yaptım.

Hendek kazdım, bahçe kurdum, ateş çukuru açtım

ama kullanılamayacak kadar sıcaktı, arkaya çit yaptım,

hamak yaptım.

Burada sadece varlığımı sürdürüyorum.

Hiçbir şey yapmak istemiyorum.

Yatıp uyuyacağım.

  • Burası Shawn’ın evi,

buraya gelmeyeli 30 gün oldu.

Hâlâ hayatta mı bakalım.

Şaka yaptım, her gün kameraları kontrol ediyorum.

Hayatta olduğunu biliyorum.

Çemberin etrafına hendek kazmış.

Nasıl olduğuna bakalım.

  • Selam dostum.

  • Selam.

  • Beni özledin mi?

  • Evet.

  • Yenilenmiş gibi hissediyor musun?

  • Cidden titriyorum.

  • Bizi görünce heyecanlanmadın mı?

  • Evet, tabii, kesinlikle.

  • Vay canına!

Shawn’ı 30 gün ziyaret etmemenin

onu bu kadar etkileyeceğini düşünmemiştim.

Çok zayıf görünüyorsun.

Kilo mu verdin?

  • 10 kilo verdim.

  • Vay canına!

Beni son gördüğünden beri çok şey yaptık.

Ne yaptınız?

  • Bu, fırtına pencerem, burada oturuyorum

ve fırtınanın gelişini izleyip şimşeği dinliyorum.

  • Seninle gurur duyuyorum.

  • Teşekkürler.

  • İşler hareketlenmeye başlayacak.

Son 10 gün çılgınca geçecek.

  • Ne dedin?

  • Merak etme.

  • Açıkçası 30 günlük görevin

benim zor görevim olduğunu düşünmüştüm

ama belli ki benimle işi bitmemiş,

bu biraz endişe verici.

  • Shawn, pastayı ikiye bölmenin en iyi yolu nedir?

  • Bıçakla.

  • Tamam.

Bir evi ikiye bölmenin en iyi yolu nedir?

  • Olamaz.

  • Bak, pencereleri kontrol edip duruyor,

evi ikiye bölecek miyiz diye bakıyor, bak.

Ben yarın dönene kadar kafası çok karışacak.

  • Jimmy’nin blöfünü gördüm

ama sonra dışarı baktım.

  • İkiye bölüp şu yarıyı atmanızı istiyorum.

  • Evimi cidden ikiye bölecekler.

  • Bunu kullanmayı beş dakika önce öğrendim.

  • Shawn, şunu bilmeni isterim ki

bundan sonrası daha da zor olacak.

  • Ben de bundan korkuyorum.

  • Hayır.

  • Vay canına!

  • Hey, dikkat et.

  • Tanrım!

  • İşe yarayacağını düşünmemiştim.

  • İyi miyim?

  • İyisin.

  • Tanrım!

Birkaç güne evi yakma ihtimalimiz var.

Bir şey yapacak olursam öncesinde haber veririm.

  • Tamam, evet, teşekkürler.

Zor bir gündü.

Geriye dokuz gün kaldı.

Umurumda bile değil.

Ne zamandır burada olduğumdan bahsetmiyorum bile.

İyi hamleydi Jimmy, iyi hamleydi.

Burada kalıyorum.

Şu anda odamın sıcaklığı

dışarıdaki sıcaklıktan daha yüksek.

  • Shawn, şu an dışarı çıkarsan

sana çeyrek milyon dolar vereceğim.

Hava sıcak, sana bir çıkış yolu sunmak isterim.

  • Çok sıcak, bugün hava 37 derece

ama bu noktadan sonra

pes edeceğime ölürüm.

  • Gerçekten mi?

  • Evet.

  • Hepsi bu kadardı, yarın görüşürüz.

  • Ah!

  • Size tüm rızamı veriyorum,

tam aptal moda geçebilirsiniz.

  • Hücum!

  • Oraya hiçbir şey çıkmıyor.

Merak etme.

  • Chandler burada olmalı.

  • Hayır, hayır, hayır.

  • Ne yaptıklarına baksam iyi olur.

  • Ne? Orada mı?

  • Evet.

Bu pencerelerin bir işlevi yok.

  • Evet ama en büyük zararı duygusal hasar verir.

  • Vay canına!

  • Ah!

ZENGİN

İÇERİDE APTAL VAR

  • Eğlence için teşekkürler çocuklar, yarın görüşürüz.

Sanırım pes ediyorlar.

Süslü kameralarını almaya geliyorlar.

Bu tür bir şeyi

YouTube tarafında göremezsiniz.

GÜN 96

  • Çemberin etrafı hoparlörlerle çevrili.

  • En kötü yanı da şu, arada duruyor ve sonra,

sonra da kaldığı yerden devam ediyor.

Hepsini yere devirirsem

hoparlörün içini suyla doldurabilirim.

Bir daha asla işlenmiş gıda yemezsem

benim için sorun olmaz.

Sıcak! Tanrım, sıcak!

  • Tamam, şuradaki evi görüyor musunuz?

Etrafını sarın ve hiçbir şey söylemeyin.

Dağılın.

Korkmalı mıyım?

  • Bu da ne?

  • Tamam, dikkat palyaçolar.

Beni duyabiliyorsanız başınızı sallayın.

Gece boyu kalırsanız size 1.000’er dolar veririm.

  • Bir dakika, kalmazsanız 2.000 veririm.

  • 11 tane var.

  • 11 tane mi var?

Tanrım!

  • Yarın görüşürüz.

  • Biliyor musunuz?

Dışarıda hâlâ palyaçolar var.

Fazladan güvenlik var.

  • Bu çemberde 24 saatten az süren var.

İşini zorlaştırmak için evini gülleyle yıkacağız.

  • Ne?

  • Chris!

  • Ne?

  • Evi yık.

  • Tamam.

  • Evet, evinin bir kısmı gitti.

  • Ah!

  • Evet!

  • Sadece gülle getirmedik,

kazı makinası da getirdik.

Çatıyı sök.

  • Yarın yağmur yağacak.

  • İyi.

İçinden geç.

Evet.

  • Yıkım!

  • Yıkımın sonuna geldik.

19 saat sonra görüşürüz.

  • Tamam, bana uyar.

Yarın yarım milyon dolar kazanacağım.

İyi geceler.

Sayacı görüyor musunuz?

İşte orada.

Onları uzun zamandır görmedim.

Şu an çok duygulandım.

Hayatımızı parayla takas ediyoruz.

Yarım milyon için yılımın üçte birini verdim.

Hayatınızı takas ettiğiniz şeyler

buna değecek şeyler olsun.

  • Nasıl hissediyorsun?

  • Buradan çıkmaya çok hazırım.

  • Öyle mi?

  • Evet.

  • Ben sürprizi hazırlarken

bu odada bekler misin?

  • Bu odadan çıkmayacağım.

Çıkıp da riske girmem.

  • Tamam.

  • Dakikalar kalmış olmalı.

Dışarıdan insan sesleri geliyor.

Duyabiliyorsunuz, arka fondaki seste

100 kişinin konuşması var.

Bir dakika, bir şey oluyor.

  • Millet, zamanı geldi.

10’dan geriye sayın.

10.

Dokuz, sekiz…

  • Ne?

  • Yedi, altı, beş, dört, üç, iki.

  • Tanrım!

♪ Limuzin gibi parlak ♪

  • Tanrım!

♪ Para makinası gibi dönüyorsun ♪

  • Resmen 100 gün oldu.

Kırmızı çizgiye bas.

  • Emin misin?

  • 100 gün oldu.

  • Tamam.

  • Çıktı, bu iş bitti.

  • Babacığım!

Seni özledim.

  • Oley!

İyi misin?

  • Evet.

  • Heyecanlı mısın?

  • Evet.

  • Yarım milyon dolarlık çekin.

Millet, onun için bir alkış alalım.

  • Muhteşem bir 100 gündü.

Yine de bittiğine sevindim.

  • İnanılmaz.

  • Ne diyeceğimi bilemiyorum.

  • Hâlâ abone olmayanlar,

videoya katılma şansını kaçırmayın.

Hoşça kalın. ♪ Limuzin gibi parlak ♪

♪ Para makinası gibi dönüyorsun ♪

  • Birçok kişi Chandler ve beni beceriksiz buluyor

ama onu yaptık.

  • Biz yaptık.