Bağışıklık Sistemini Güçlendirmenin En iyi yolu? (Bilimle!) | Kurzgesagt

🎁Amazon Prime 📖Kindle Unlimited 🎧Audible Plus 🎵Amazon Music Unlimited 🌿iHerb 💰Binance

Video

Transkript

Etrafta dolaşan bir fikir var: seni öldürmeyen şey, güçlendirir.

Bir hastalıktan kurtulmak seni daha iyi hale getirir.

Bu mantıklı görünüyor çünkü hepimiz bunu deneyimledik.

Zorluk çektiğinde çoğunlukla güçlüklerden dayanıklı,

gelecekteki zorluklarla başa çıkmak için daha hazır halde çıkarsın.

Ama öyle görünüyor ki bazen seni öldürmeyen şey…

…seni daha zayıf yapar.

O zaman…

Hasta olduğunuzda ne olur?

ÖZETLE KURZGESAGT Çevirmen:Orhan Yılmaz-Talha Çetin İyi seyirler.

SAVAŞ MAKİNESİ

Kendinizi geniş, korunmak için büyükçe bir ordusu olan bir ülke olarak düşünün.

Etrafınız kaynaklarınızı, enerjinizi ve toprağınızı

almak isteyen düşmanlar tarafından sarıldı.

Bu bir ölüm kalım meselesi…

Bu yüzden vücudunuz düşmanların varlığına ve hasara karşı duyarlı olmaya evrildi.

Çünkü bu bir istilanın her an meydana gelebileceği

anlamına geliyor ve hızlı hareket etmeli.

Haydi bir istila başlatalım ve ne olacağına bakalım.

Hücreleriniz bir şeyin yanlış olduğunu fark ettiği anda

sitekin adı verilen bir protein saldırı sinyali yayıyorlar.

Bunlar her türden bağışıklık hücresini aktif eden hava saldırısı sirenleri gibi.

Sonrasında kendileri daha fazla sitekin salgılıyorlar, alarmı güçlendiriyorlar.

Yakında önlemleri ve karşı tedbirleri tetikleyen sinyallerle dolup taşacaksınız.

Mobilizayson yaşanıyor.

Beyniniz hastalık durumunu aktive ediyor ve vücudunuzun

önceliklerini savunma olarak yeniden organize ediyor.

Fark edeceğiniz ilk şey enerji seviyeleri düşmesi ve uykunuz gelmesi.

Duyarsız, çoğunlukla kaygılı ya da üzgün hissedersiniz ve iştahınızı kaybedersiniz.

Acıya duyarlılığınız yükseldi ve dinlenmek istiyorsunuz.

Tüm bunların hepsi enerji seviyenizi korumak ve

enerjinizi bağışıklık tepkimenize yönlendirmek için.

Savaş ekonomisine geçen saldırı altındaki bir ülke haline geldiniz.

Çünkü bağışıklık sisteminizi doğru şekilde aktive etmek son derece yıkıcı ve yorucu.

Aynı savaşın bir ülke için pahalı olması gibi sanayinin

tank üretimine geçmesi bağışıklık sisteminizin

silahlanın üretmesi için aminoasitler, mikro

elementler, büyük miktarda enerji talep etmesi.

Ateşi ele alın: işgalciler için baya stres verici bir sıcaklık üretirken

metabolizmanızı hızlandırıyor ve hücrelerinizi daha hızlı ve fazla çalıştırıyor.

Ama bunun aynı seviyede tutmak için bayağı bir kalori kullanıyor.

Sonra bağışıklık sisteminiz sizi enfekte eden düşman’a özellikle

cevap vermek için milyonlarca özel bağışıklık hücresi klonlamaya başlıyor.

B hücreleri her saniye milyonlarca antikor üretiyor,

Her birini oluşturmak için yüzlerce aminoasit gerekiyor.

bütünleyici sistemi tazelemek için milyarlarca

hatta trilyonlarca protein yapılması gerekir.

kanınızın içindeki bir mayın tarlası.

Sitekin’in,mobilizasyon ve iletişim sinyallerinin

de sürekli tazelenmeye ihtiyacı vardır.

Genelde kaynaklarınızı yiyerek alırsınız.

ama hasta olduğunuzda vücudunuz sindirimi yavaşlatır çünkü

sizin ona ayıramayacağınız çok fazla enerjiye ihtiyacı vardır.

Bu yüzden en kolay aminoasit kaynağına ulaşır ve kaslarınızı küçültmeye başlar.

Uğruna o kadar çalıştığınız kaslar sizi hayatta tutmak için feda edilir.

Eğer genç, fit ve sağlıklı ve iyileştiğinizde bunu hemen telafi edersiniz.

yaşlı ya da çok genç, zayıf ya da kronik hastalıktan

muzdaripseniz sizin için çok daha yorucu olabilir.

Vücudunuz resmen savunmaya devam etmek için kendi kendini tüketiyor.

hasta olduğunuzda tüm sisteminiz çoktan gerginse bağışıklık

müdahalelelerine devam etmek kapasitenizi altüst edebilir.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİZ TAM BİR YAVŞAK

AYRICA DÜŞMANLARIMIZ DA ÖYLE

Bağışıklık sisteminiz düşmana karşı olduğu kadar size de tehlikeli.

Enfeksiyonun neden olduğu hasarla bağışıklık hücrelerinin neden

olduğu ikincil hasar arasında baya kırılgan bir denge vardır.

İlk müdahale edenlerden biri nötronlarınız.

Makineli tüfeği olan agresif şempanzeler hayal edin.

Nötronlarınız düşmanla karşılaşırsa onların içini

kesip açan kimyasallarla yıkar ama ayrıca sivil

hücrelere de zarar verebilir, özellikle hasta

diyelim ki çoktan sigara içmekten tehlike altındaysa.

Onun üstüne sizi işgal eden mikro organizmalar çoğunlukla hücre ölümüne ve

büyük miktarda hasara sebep olabilecek kimyasallar ve toksinler yayarlar.

Yani ciddi bir enfeksiyon çoğunlukla çok sayıda ufak

yaraya neden olabilir, basbaya organlarınızdaki delikler.

Hayal edebileceğiniz üzere organlarınızda delikler ve yaralara sahip olmak

harika bir şey değil ve vücudunuz bunları kapatmak için acele ediyor.

Nöronlarınız ve makrofajlarınız vücudunuza tamire başlaması

için sinyal veren kimyasallar yayarak yardım ediyorlar.

Ve hasarın çoğu hızlıca yeniden büyüyen hücrelerle dolduruluyor.

Ama diğerleri kolajenle dolduruluyor, bir çeşit her şeyi düzelten,

yapışkan dokunuza yapısal bütünlük veren organik çimento.

Sonuçları derinizdeki yaralar olarak gördünüz.

Bir yara orijinal dokunan daha farklı.

İçinde işlev gösteren hücreleri yok, baştan savma yapılmış çimento yaması gibi.

Orijinal dokunun yaptığını yapamaz.

Kalbinizdeki bir yara kalbinizi çok az daha zayıf attırır.

Akciğerinizdeki bir yara artık oksijen alamaz

Ciğerinizideki bir yara ciğerinizi en kötü filtre haline getirir.

Ve böylelikle, hayatı yaşadıkça ve ardı ardına ciddi

hastalıkları atlattıkca organlarımızın işlevselliği azalabilir.

Bu hasar genellikle hayatınızın kalitesini

etkilemeyecek kadar küçüktür ama kalıcı olabilir.

Tamamdır bu kulağa depresif geliyor ama bu hasarın çoğunu önlemek

ve bağışıklık sisteminizi eğitmek için yapabileceğiniz bir şey var.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİZİ EĞİTMEK İÇİN EN İYİ YOL

Bağışıklık sisteminiz eşsiz.

Herkesin azıcık farklı bağışıklık sistemi vardır,kimininki

bazı düşmanlara karşı güçlü ve bazı düşmanlara karşı zayıftır.

Ki bu da türümüzü tek bir enfeksiyon tarafından

silinmekten korurken evrimi mantıklı hale getiriyor.

Kolektif olarak insan türünün bağışıklık sistemi bir spektrum:

insanların çoğu bir enfeksiyona iyi şekilde cevap veriyor,bunlardan

birazı süper müdahaleci ve birkaçı da iyi cevap vermiyor ve ölüyor.

Kara vebadan kurtulan insanların bazıları HIV ya

da korona virüse hatta eboloya bile karşı dirençli.

diğerleri kolayca grip tarafından öldürüldü ya da belirli

bakteri enfeksiyonlarına karşı yüksek derecede savunmasız.

Bu spektrumda nerede olduğunuzu tahmin etmek imkansız.

Ve her muhtemel enfeksiyona farklı şekilde cevap veriyorsunuz.

Bu yüzden görürse çok sağlıklı görünen gençler corona virüsten

ölürken bazı yaşlılar için covid daha çok ortalama bir grip gibiydi.

Soğuk kapmazsan hiçbir hastalığa yakalanmayacağın fikri yanlış.

Test edilmediği sürece bağışıklık sisteminin neyde iyi olduğunu bilemezsin.

Hasta olmak hayatın kumarhanesinde hayatın pahasına oynanan bir oyun.

Her zaman.

Ama yapabileceğin bir şey var:

Bağışıklık sisteminin en iyi özelliklerinden birini hacklemek.

Bir hastalık atlattığında genelde sonrasında ona karşı daha iyi bir savunman olur.

savaştığın spesifik düşmanı öldürmekte çok iyi olan hafıza hücreleri elde edersin.

Yani ya yeniden hasta olmazsın ya da bir sonraki enfeksiyon daha orta ayar olur.

Ve insan yaratıcılığının inanılmaz başarısı olan ,hastalıktan gelen hasarı önlemek

için bu mekanizmaya bağlanan ve bağışıklık sisteminizi eğiten şeyi kullanabilirsiniz:

AŞILAR

Aşılar basitçe bir hastalık gibi davranıyor ve sizin savunmanızı

eğer hastalık gerçekten boy gösterirse diye hazır olması eğitiyor.

Hedef enfeksiyondan sonra edineceğiniz aynı hafıza hücrelerini yaratmak.

Ama yan etki hissederseniz bunu hâlâ neden yapmalısınız?

DOĞAYA KARŞI AŞI DOJOSU

Bağışıklık sisteminizi eğitimek için 2 seçeneğiniz var:

Aşı dojosu ve doğa dojosu.

Aşı dojosunda kağıttan silahlarla çalışırsınız ve kendinizi savunmayı öğrenirsiniz.

Tabii bir gözünüz morarabilir veya bir yeriniz çürüyebilir.

Bazen bir aşıdan sonra birkaç günlüğüne hasta olursunuz ama genelde hepsi bu kadardır.

Ne bir yararınız olur ne de kalıcı hasarınız.

Daha fazla şey öğrenmek istiyorsanız aşıların yan

etkilerini detaylıca başka bir videoda konuştuk.

Diğer taraftan bağışıklı olmak için bir hastalık

geçirmek doğa dojoyu seçmek anlamına gelir.

Doğa dojosunda gerçek silahlar kullanırsınız,keskin bıçaklar ve kılıçlar.

Bir şeyler hala yolunda gidebilir ama daha fazla kesikle ve yarayla.

Ama zaman zaman birileri ölür, kızamıktan bir çocuk ya da gripten bir yetişkin.

Doğa dojosu çok daha riskli.

Onun üstüne, aşıdan sağladığınız bağışıklık

çoğunlukla doğal dirençten daha iyidir çünkü

aşılar bağışıklık sistemiyle daha üretici şekilde etkileşime geçmek için geliştirildi.

Tabii ki aşılar sihirli değil bazen bizi istediğimiz kadar koruyamazlar.

Belki bir düşmanın hızlıca mutasyona uğramasındandır,omricon virüsü gibi ya da sizin

spesifik bağışıklık sisteminiz aşıya iyi cevap

vermiyor ve daha az savunma oluşturuyordur.

Yine de aşı olmak doğal savunmanızı eğitmek için en iyi aletlerden.

Sonunda insanlığın son asırda kat ettiği gelişmelere bakarsak,

Eninde sonunda hastalıkların sonuna kadar üstesinden gelebiliriz.

Ama o zamana kadar kendimize ve diğerlerine bakmak

için elimizden gelenin en iyisini yapabiliriz.

Vücudun ve eski halin sana minnettar olacak…💖

DAHA FAZLA GELİŞME VE EĞLENCE İÇİN BİZİ BURALARDAN TAKİP EDİN Kurzgesagt’a Abone Olmayı Unutmayın!