Video
Transkript
Uçuş başına fiyatı yarım milyon dolar olan
bu jetle uçacağız,
ayrıca 25.000 dolarlık bir özel jetle,
10.000 dolarlık first-class koltukla, zeplinle
ve çok daha fazlasıyla uçacağız.
Ama size gezegendeki en lüks uçaklardan bazılarıyla uçmanın
nasıl bir şey olduğunu göstermeden önce,
dünyanın en ucuz uçağıyla uçacağız.
Çok külüstür.
İşte 1 dolar. Çok gerginim.
- Gerilecek bir şey yok.
Bunu 6 kez yaptım.
- 6 kez mi yaptın?
Neden sesi çim biçme makinesine benziyor?
Dünyanın en ucuz uçak biletiyle uçma zamanı.
Of. Oha. Amanın.
Çok hızlı gidiyoruz.
Güvenli gibi durmuyor.
-
Kameraya vuruyorlardı az daha!
-
Ne yapıyorsun?
-
Kemerini çıkarma.
-
Beni sağ tutmaya odaklan Doug.
-
Deniyorum.
-
Evet, adam uçtu.
-
Kanal benim olacak.
-
Gerekeni aldım. İstediğin zaman in.
-
Hayır.
-
Lütfen ama Doug.
-
Adam faturalarımı ödüyor. Dikkatli ol.
-
Bunun delice olduğunu düşünüyorsanız
videodaki dünyadaki en pahalı uçak biletini alacağımız
kısmı bekleyin.
-
Kendimi kötü hissettirdin.
-
Fena geliyor.
-
İnişe hazırlan.
-
Az kaldı.
Evet!
-
Yerdeyiz, ölmedik.
-
Sonraki uçağımız 1000 dolarlık first-class uçak bileti.
-
Ama şöyle bir durum var çocuklar.
Tüm first-class koltuklarını aldım,
istediğiniz yere oturun.
-
Miracle Mist losyonu ister misin?
-
Niye?
-
Çünkü first-class bu. Lüks yemek servisi ha?
-
Her birimizin kendi koltuğu ve televizyonu var.
Bilet ayrıca iyi bir yemek, ücretsiz bir çanta dolusu
tuvalet malzemesi ve pijama içeriyor.
-
Bunları eve götürebilecek miyiz?
-
Ve uzun uçuşlarda…
-
Yaslayın. Yaslayıp yatak hâline getirelim.
-
Sanki tabuttayım, hoşuma gitti.
-
Evet, bu çılgınca.
-
En iyisi de…
-
Bu 1000 dolarlık uçağın en sevdiğim kısmı
Nolan’la konuşmak zorunda olmamam.
- Bu camı sevmedim çünkü beni ayırıyor.
Burada yalnızım.
-
Tam da bu sebepten ötürü beğendim.
-
Tek olumsuz yanı fazla mahremiyetin olmaması.
-
Bu insanlar yanımızdan geçerken video çekmek çok tuhaf.
-
Bakalım 10 kat daha pahalı bir uçak bileti nasılmış.
-
Şimdi de 10.000 dolarlık uçak bileti.
Burası iyi be.
Burada sınırsız bacak kısmı var.
Aldıklarımızı analiz ederek başlayalım.
Bir tablet, dev bir dokunmatik ekran TV,
kendi koltuk içi içecek barım, atıştırmalıklar.
Bu Feastables çikolatası değil. Para iadesi istiyorum.
- Wi-Fi’ya bağlanıyoruz.
Koltuğumuz için 10.000$ ödemiş olabiliriz
ama Wi-Fi için hâlâ 20$ ödememiz gerek.
-
Bedava değil mi?
-
Kalkış yapıyoruz, çok fena
çünkü televizyonumda izleyebiliyorum.
16 saatlik bir uçuş olduğu için ben…
Banyonun güzelliğine bakın.
Lavabo, tuvalet ve duş var.
İnanılmaz. Baksanıza.
30.000 feet yüksekteyiz ve duş alabiliyorum.
- Üstüne üstlük, çocuklarla istediğimiz kadar
gurme yemeği sipariş edebiliyoruz.
-
Bitmedi, en iyisini sona sakladık.
-
Selam, nasıl gidiyor?
-
Uçağın arka tarafında özel bir salon var.
-
Jimmy.
-
Ah!
-
Rüya değil bu.
-
10.000 dolarlık uçak bileti buydu.
Kamerayı kaldırıp indir.
Şimdi sıra üst kattaki 25.000 dolarlık uçak biletinde.
Doğru, katlar var.
- Akıl almaz.
- Çılgınca.
Diğer insanların üzerinde oturacağız.
- Vay be.
- Odanız bu.
25.000$ karşılığında iki devasa oda alıyorsunuz.
-
Çılgınlık bu. Hiç böyle bir şey görmemiştim.
-
Of…
-
Bu uçaktaki alanımız son uçaktakinden dört kat büyük.
Rahat şekilde zıplama hareketleri yapabildiğim bir uçak
görmemiştim hiç.
Şuna bak.
-
Ayrıca iki koltuğumuz, çok sayıda TV’miz var.
-
Sadece bu odada bindiğimiz diğer uçakların tümünden
daha fazla TV var.
-
Kişisel hostesin servis ettiği yemek.
-
Neden belli bir fiyattan sonra hep havyar veriliyor?
-
Ve banyo.
-
Bir şeyden bahsedeyim mi?
Bu banyo hayal kırıklığı.
Duş yok, ısıtmalı zemin yok, yarı büyüklükte.
Bence 10.000$ fiyat olarak daha iyiydi.
-
Tek uçuş için bu parayı öder miydin?
-
Bunu önermem. Araba öneririm.
-
Araba alın daha iyi.
-
Şimdi odanın en iyi kısmı, kraliçe boy yatak.
-
Neden her koltuğu yatak yapmamışlar?
-
Yan yana üç yatak yerine
üç yataklı ranza koysanıza.
-
Günaydın. Çok iyi uyudum.
-
Karl, uyan. İniş yapacağız.
-
Deliksiz uyudum.
Dünyanın en pahalı ticari uçuşu buydu.
Özel uçuş zamanı.
Bu 100.000 dolarlık uçak.
-
Çok büyük lan.
-
Bu fiyatla tüm uçağı alıyorsunuz.
-
Yat gibi burası.
-
Burası fena.
-
Burası inanılmaz.
-
En çılgın kısmı biliyor musunuz?
Burası dört odadan biri.
-
Uçakta dahası var, bu kadar sanmıştım.
-
Beyler, gelin şöyle.
Bu hangi oda?
- Burası birçok atıştırmalık
ve devasa bir TV içeren başka bir salon.
Yorulursanız kendi özel yatak odanız var.
-
Ne!?
-
Otel gibi burası.
-
Sonuncusu ve bir o kadar önemlisi, banyo.
-
Tariq, kapat çeneni. Kapat.
Burası fena.
Banyoda koltuk var. Benim!
-
Bunun yarısı kadar bir jet gördünüz mü?
-
Hayır.
-
Asla.
-
Kendi özel jetimizde ne konuşalım şimdi?
-
Ben konuşayım, geçen yıl ben…
-
Bir dakika. Dur.
Şimdi fark ettim, geri uçuyorum.
- Kalktığımızı fark etmedim.
Kamera gitmesin. Dur!
-
Çılgınlık bu. Voo!
-
Adam uçtu.
-
Tanrım!
-
Yuvarlanabiliyorum.
-
Türbülans.
Peki, oturacağım ben.
- Burası en iyi banyo olabilir.
Bu tuvalet.
Tuvalette TV izlenebiliyor.
-
Nolan, umarım banyoda rahatsındır.
-
Ne oluyor? Kafam karıştı.
Hayır, hayır .
-
Dışarı çıkamaz.
-
Ne?
-
Biftek, patates püresi ve sebze var.
Bana biraz ilham verdiğiniz için pizza da getirdim.
Yaşasın!
- Burası favori uçağım çünkü YouTube var
ama ilk biz çıkmadık, artık favori uçağım değil.
- Bunun zengin yatağı olduğu belli
çünkü 500 yastık falan var.
Bir tane bu. Bir tane bu.
-
Uçuracağım bunu.
-
Özel uçuşun güzelliği bu.
İstediğiniz zaman istediğinizi yapabilirsiniz.
Karl uçağı uçuruyor, Chandler pizzayı gömüyor.
Chris uyuyor,
Nolan nereye gitti bilmiyorum bile.
Özel uçuşta aktarma ve güvenlik kontrolü yok,
çok zaman kazanıyorsunuz.
İşte bu sebeple tanıdığınız her zenginin özel jeti var.
-
Selam millet. Yakında iniş yapacağız.
-
Karl, sal beni.
İnmek üzereyiz. Sal beni.
- Of be.
Rahat kelimesinin zıddıydı bu.
-
Dur, Nolan hâlâ tuvalette mi?
-
Bilmiyorum.
-
Karl, çıkar onu.
Uçuşun nasıldı?
- 1000 dolarlık uçaktan yine de iyiydi.
Şimdi de 300.000 dolarlık zeplin.
Birazdan sansürü kaldıracağım.
Göz bağlarınızı çıkarmadan önce,
sizce zeplinin yan tarafında ne var?
-
Nolan’ın telefon numarası mı?
-
Nolan’ın telefon numarasını mı yazdın?
-
Eğlenceli olurdu.
-
Bir dahaki sefere.
-
Göz bağlarınızı çıkarın, dönün.
-
Ben kalp Karl’ın annesi. Dur.
Neden?
Annemi çok seviyor.
-
Hayır, anneni kalpliyor, sevmiyor.
-
Hayır, seviyorum.
-
İteyim mi şimdi?
Ah, hareket ediyor sanki.
- Bu devasa hava aracı halatla çekilebiliyor.
Merak ediyor olabilirsiniz, bu devasa zepline
ve kaplamasına nasıl altı haneli para verebildim?
ZipRecruiter; editör, kameraman ve muhasebeci gibi kişileri
işe almak için kullandığım bir işe alım platformu.
Bakalım ben bindiğimde uçmayı bırakacak mı?
-
Çakıldı kanka.
-
Şişman mıyım yani?
-
Yani çok vücut çalışıyorsun.
-
Veya şişkoyum.
ZipRecruiter insanların sonraki işini keşfetmek için
ziyaret ettiği yer.
Bu zeplin çakılırsa ben ölürüm.
Yeni iş bulmak için ZipRecruiter’ı kullanabilirsiniz.
-
Böylece çok kolaylaşır. Sağ ol be.
-
Bu muhabbet hoşuma gitmedi.
-
Tamam, yapalım şunu.
Güle güle Chandler.
-
Güle güle, ebediyen.
-
Ebediyen dedi galiba.
-
Her şeyin reklamını yapabilirdi,
Karl’ın annesini seçti.
-
Korkuyorum. Bu şey hızlanıyor.
-
Yarışta görüşürüz.
-
Ah, bahsetmeyi unuttum.
Bu zeplini dünyanın en büyük araba yarışı etkinliğinde
150.000 insan üzerinde uçuruyoruz
ve Karl bunu bilmiyor.
- Bu zeplinde ölmeden önce
size ZipRecruiter’dan bahsetmek istiyorum.
ZipRecruiter’da geçenlerde iş ilanı verdim
ve adaylardan birini arayıp mülakat yapacağım.
Selam Thomas.
ZipRecruiter’da başvurunu gördüm. Beni duyuyor musun?
-
Evet, duyuyorum. Sen MrBeast misin?
-
Evet, ben MrBeast. Önemi yok.
-
Seni zor duyuyorum.
-
Evet, çünkü zeplindeyiz.
Kaç zamandır editörsün?
-
Yaklaşık 10 yıldır editörüm.
-
Videolarımızı geliştirebilir misin?
-
Bence güçlü bir ekiple
ve küçük bir yaratıcı inovasyonla
videolarını daha iyi yapabilirim kesinlikle.
- Tamam, fena değil. Bana bazı iş örneklerini gönder.
Thomas gibi bizimle çalışma fırsatı istiyorsanız
açıklamadaki linke tıklayın
veya ziprecruiter.com/mrbeast adresine gidin.
Başvuran her bir kişiye bakacağız.
Şu anda Daytona 500 üzerindeyiz,
en yoğun etkinliklerden biri budur.
-
Zepline daha iyi bir şey koyamaz mıydın?
-
Hayır, bu mükemmel.
-
Bu yanlış.
-
Bizi görüyorlar mı?
-
Onları görebiliyoruz.
-
Karl, onaylayabilirim. Buradaki herkes anneni seviyor.
-
Karl’ın annesini seviyorum.
-
Herkes Karl’ın annesini seviyorum diyor.
-
Karl’ın annesi, izliyorsan, sevimli bir kadınsın.
-
Karl’ın annesini seviyoruz.
-
Manyaksın sen.
-
Annen için.
-
Sırada dünyadaki en pahalı özel uçak bileti var.
-
Selam, hoş geldiniz.
Ayakkabılarınızı çıkarmanızı öneririm.
Bu halı 2.000.000$.
-
Öneririm dedi, çok sert.
-
Metrekare olarak burası evlerimizden daha büyük.
-
Bu jetin büyüklüğünü tahayyül etmek neredeyse imkânsız.
-
Burada yatak odası var.
Bir yatak odası da burada.
Bir yatak odası daha, bir yatak odası daha. Devam.
Burası mürettebat için, bir yatak odası daha.
Ne buldun?
-
İsteyeceğim şeyi.
-
Bu uçaktaki yatak odaları çok şatafatlı.
Altın levhalı lavabolar, çok sayıda duş.
-
Şurada ne var?
-
Bu tuvalet.
-
Bu odanın kendi sinema salonu,
12 kişilik salonu var.
-
Burası oturma odası.
-
Bu kanepe evimdekinden büyük.
-
Bilmenizi istiyorum, daha uçağın üçte birini gördünüz.
-
Dahası var.
-
Ah, malın iyisi var.
-
Yatak odasına hostesler çağrılabiliyor.
-
Bunu her uçuşumuzda yapabilseydik havada yaşardım.
Bu ne lan?
-
Işıkları açıp kapatıyorum.
-
Bu odayı nasıl kaçırdım?
Tüm uçağı gezdik.
- Her şeyi gördüğünüzü sanıyorsanız,
bu uçakta masaj da var.
Masaj nasıl Karl?
-
Müthiş.
-
Yapmamam gerek.
-
Beyler, bu uçağa nasıl para yetiştirebildik?
-
Takipçilerimiz sayesinde.
-
Bundan dolayı bu yarım milyon dolarlık uçak seferine
rastgele aboneler çağırdık.
-
Hiç özel jette uçmuş muydun?
-
Hayır, ilk kez uçuyorum.
-
Ayrıca dünyadaki en pahalısı.
-
Bir uçakta hiç böyle bir şey görmemiştim.
Akıl almaz.
-
Hanımefendi, bu ne?
-
Benzinlik çikolatası.
-
Bunu atabilir misin?
Sahiden atacağını düşünmemiştim.
Bundan sonra servis etmen gereken çikolata bu.
- Anladım.
Adı Feastables, dünyadaki en beğenilen çikolata.
-
Burada ne var lan?
-
Gizli oda olabilir.
Mürettebat burada.
Tuhaf tuhaf baktılar bize.
- Dikkat dikkat. Kalkmak üzereyiz.
Kemerleri bağlayın, holiganlık yapmayın. Teşekkürler.
Böyle bir uçakta normalde nasıl insanlar uçuyor?
- İş insanları.
Aptal arkadaşlarımı kıyaslarsak?
- Çok aptal bence.
Bu fiyat oranıyla
en kaliteli yemekler uçağın her yerinde servis ediliyor.
Şahsi süit odanızda bile.
-
İster misin?
-
Nereye gittiğimizi biliyor musunuz?
-
Hayır.
-
Disney World’e gidiyoruz
ve size her istediğinizi yapabileceğiniz
iki günlük masrafları ödenen gezi sunacağız.
-
Olamaz.
-
Dünyadaki en pahalı uçakta uçmak
ve Disney World’de tüm masrafları ödenen
iki gün geçirmek istiyorsanız, abone olun.
Karl’ın Annesi İçin Abone Olun