Medeniyetimiz Yıkılmanın Eşiğinde mi? | Kurzgesagt

🎁Amazon Prime 📖Kindle Unlimited 🎧Audible Plus 🎵Amazon Music Unlimited 🌿iHerb 💰Binance

Video

Transkript

En iyi zamanlarında Roma İmparatorluğu dünya

nüfusunun %30’una ev sahipliği yapıyordu…

…Ve çoğu yönden insan gelişmişliğinin zirvesiydi.

Vatandaşları yerel ısıtmanın,betonun,çift camın,bankacılığın,ulusal

arası ticaretin ve toplumsal hareketliliğin faydalarından yararlandı.

Roma tarihte 1 milyon yerlisi olan ilk şehir oldu ve

teknolojik,hukuksal ve ekonomik gelişimin merkeziydi.

Yıkılması imkansız sabit,güçlü ve zengin bir İmparatorluk.

Taa ki öyle olmayana dek.

İlk önce yavaşca sonra aniden dünya üzerindeki en güçlü medeniyet çöküverdi.

Toplum derken işlerin özelleştiği sosyal sınıfların ortaya çıktığı ve

bunların kurumlar tarafından yönetildiği kompleks toplumlardan bahsediyoruz.

Medeniyetler dominant ortak bir dil ve kültür paylaşır ve büyük şehirleri

doyurmak ve ayakta tutmak için bitki yetiştirir ve hayvan evcilleştirirler.

Çoğu zaman da etkileyici binalar yaparlar.

Medeniyet büyük ölçülerde verimli olmamızı,muazzam miktarda bilgi

edinmemizi,insan yaratıcılığını ve doğal kaynakları kullanmamızı sağlar.

Medeniyet olmadan çoğu insan hiç doğmamış olurdu.

Ki bu da çöküşün bir istisna değil kural olmasını endişe verici hale getiriyor.

Hemen hemen her medeniyet ortalama olarak 300 yıldan sonra son bulur.

Çöküş insanlar için nadiren iyidir.

Kurumlar insanları organize etme gücünü

kaybederken kültürsel kimlikleri paramparça olur

BİLGİ BİRİKİMİ YİTİK.

YAŞAM STANDARTLARI KÖTÜ

ŞİDDET ARTIYOR

VE NÜFUS AZALIYOR

Ya medeniyet tamamen yok olup komşuları tarafından

emiliyor ya da bazen ortaya…

…daha ilkel teknoloji ile yeni bir şey çıkıyor.

Eğer bu çağlar boyu böyleyse…

Şu anki bize ne demeli?

ÖZETLE KURZGESAGT Çevirmen:Talha Çetin İyi seyirler.

Avrupalarının evin içine tuvalet yapmayı unutup çimento

yaptığı gibi biz de sanayi teknolojimizi ve bununla

birlikte büyük başarılarımızdan olan 1 dolarlık pizzayı,

akıllı telefonları ya da lazer göz ameliyatını unutacak mıyız?

Bunlar da gidecek mi?

Bugün,şehirlerimiz binlerce kilometre kare büyüklükte,göklerde

yolculuk yapıyoruz,iletişimimiz anında gerçekleşiyor.

İşlenmiş yüksek verimli bitkilerle,verimli makinenlerle ve yüksek etkili

gübreleyicilerle bilrikte Endüstriyel tarım milyarlarca insanı besliyor.

Modern tıp şu ana kadar ki en uzun yaşam süremizi bize sunuyor.

Endüstriyel teknoloji de bize görülmemiş düzeyde rahatlık ve bereket veriyor.

Bunlara ekosfere zarar vermeden ulaşmayı henüz öğrenmemiş olsak da.

Tartışmaya açık şekilde hala birbirleriyle rekabet

eden ve birlikte var olan farklı medeniyetler var.

Ama birlikte tek bir global medeniyet oluşturuyorlar.

Ama bu modern global medeniyet bazı yönlerden eski medeniyetlere

oranla daha savunmasız çünkü biz daha derinden birbirimize bağlıyız.

Endüstriyel dünyanın çöküşü basbaya şu an hayatta olan insanların çoğunluğunun toz

olacağı çünkü endüstriyel tarım olmadığından onları besleyemeyeceğimiz anlamına geliyor.

Ve daha büyük bir risk var.

Ya bir çöküş o kadar derinlemesine yıkıcıydı olsaydı

ki bir daha endüstriyelleşme imkanımız olmasaydı?

Ya çok gezegenli türler olarak gelişen bir

geleceğin tadını çıkarma şansımızı mahvettiyse?

Global medeniyetsel bir çöküş varoluşsal bir felaket olabilir.

Sadece bugün yaşayanların değil ayrıca gelecekte

yaşayabilecek olanların da hayatını mahveden bir şey.

KEŞFEDEBİLECEĞİMİZ TÜM BİLGİLER

YARATABİLECEĞİMİZ SANAT

DENEYİMLEYEBİLECEĞİMİZ ZEVKLER…

…KAYBOLURDU.

Bunların olması ne kadar muhtemel?

Biraz iyi haberle başlayalım.

Medeniyet çöküşleri düzenli olarak yaşanırken

hiçbiri global medeniyeti seyrinden saptırmadı.

Roma çöktü ama Aksum İmparatorluğu ya da Teotihuacan İmparatorluğu

ve tabii ki Bizans İmparatorluğu yoluna devam etti.

Ya ani nüfus düşüşleri?

Şimdiye kadar global nüfusun %10undandan fazla

insan öldüren bir felakete denk gelmedik.

Ne Pandemi ne Global felaket ne de savaş.

Son ani nufüs düşüşünün örneği kara ölümdü:

14.yüzyılda ortadoğu ve avrupada yayılan ve avrupalalıların 3te

1’ini ve dünyanın 10’da 1’ini öldüren Hıyarcıklı vebanın pandemisi.

Eğer herhangi bir olay medeniyetin çöküşüne neden olacaksa o da bu olmalıydı.

Ama kara ölüm bile insanların kırılganlığından çok dayanıklılığını gösteriyor.

Eski toplumlar kısa vadede büyük oranda

bozulurken şiddetli insan can kayıpları ve sefalet

uzun vadede avrupanın ekonomik ve teknolojik gelişimini negatif yönde çok az etkiledi.

Nüfusun boyutu sadece 2 yüzyılda kendini toparladı ve

yalnızca 2 yüzyıl sonra sanayi devrimi başladı.

Tarih korkunç trajedilerden inanılmaz iyileşmelerle dolu.

2.Dünya savaşında Hiroşimaya atılan atom bombasını ele alalım:

140bin insan öldürüldü ve şehrin en az %90ı kısmen yanıp kül oldu…

…ya da enkaza döndü.

Ama tüm engellere rağmen göz alıcı bir iyileşme gösterdiler.

Hiroşimanın nüfusü bir yüz yıl içinde toparlandı ve bugün

Hiroşima gelişmekte olan 1.2 milyon nüfusluk bir şehir

Bunları yaşayan insanlar için bunların hiçbiri bu

korkunç olayları daha az korkutucu hale getirmedi

Ama bir tür olan bizler için bu dayanıklılık işaretleri iyi haber.

NEDEN TOPARLANMA EN KÖTÜ DURUMDA BİLE OLASI?

Tarihsel çöküşlerden farklı olan bir şey ise insanlığın

artık eşi benzeri görülmemiş yıkıcı güce sahip olması:

Bugünün nükleer cephaneleri o kadar ki güçlü ki her şeyin kullanıldığı

bir global savaş nükleer kış’a ve milyarlarca ölüme sebep olabilir.

Biyolojimize ve onu nasıl manipüle edebileceğimize

dair olan bilgimiz o kadar gelişmiş hale geliyor ki

mühendislikle corona virüs kadar bulaşıcı ve ebola

kadar ölümcül virüsler yaratmak mümkün hale geliyor.

Global pandemi riski eskiye oranla daha yüksek.

bu yüzden kendi çöküşümüze sebebiyet verebiliriz ve doğanın

şimdiye kadar üstümüze saldığı her şeyden daha kötü olabilir.

Ama diyelim nüfüsün %99u öldü…

Global medeniyet sonsuza kadar çöker miydi?

Böylesine bir trajediden sağ çıkabilir miyiz?

İyimser olmak için bazı nedenlerimiz var.

Yiyecekle başlayalım:

günümüzde 1 milyar tarım işcisi var yani global nüfüs 80 milyona düşse

bile hemen hemen hayatta kalanların çoğunun gıda üretmeyi bilyor olması garanti

Ve sıfırdan başlamamıza gerek yok çünkü hala

modern yüksek verimli bitkileri kullanabiliriz.

Mısır vahşi atasından 10 kat daha büyük,antik domatesler bugünün bezelyesi boyutundaydı

Tarımdan sonra toparlanmaya doğru atılacak ilk adım endüstriyel kapasiteyi yeniden

sağlamak olurdu mesela elektrik şebekeleri kurmak ve otomatik üretimi oluşturmak gibi

Büyük bir problem ekonomimizin bıraktığımız

yerden devam etmesinin imkansız hale gelmesi

Yüksek teknolojili endüstrilerimizin çoğu yüksek talep sayesinde işler durumda

ve yoğun birbirine bağlı farklı kıtalar arasında malzeme zinciri içerisinde.

Altyapımız zarar görmemiş olsa bile teknolojik açıdan büyük ölçüde gerilerdik.

ama yeniden, geniş zaman dilimlerinde düşünüyoruz.

Endüstriyelleşme aslen tarımsal devrimden 12.000yıl sonra başladı.

yani büyük bir çöküşün ardından yeniden başlamamız gerekirse yeniden

endüstriyelleşmek o kadar da zor olmamalı en azından evrimsel zaman ölçülerinde.

Bir pürüz var gerçi,

endüstriyel devrim körüklendi,harbiden kolayca erişilebilir

kömür yakılarak ve biz hala kömüre çok bağımlı durumdayız.

Eğer hepsini şu an bugün kullanırsak iklim değişikliğini daha kötü hale

getirmenin yanı sıra büyük bir krizden kurtulma özelliğimizi de kaybetmiş oluruz

bu yüzden erişilmesi kolay kömür kullanmayı bırakmalıyız ki kötü

bir şey olması durumunda medeniyet güvencesi olarak iş görebilsin.

Toparlanmayı olası hale getiren başka bir şey ise muhtemelen

medeniyeti yeniden kurmak için gereken bilgilere sahip olacak olmamız

kesinlikle bir sürü can alıcı kurumsal bilgiyi kaybederdik özellikle kimsenin

artık okuyamayacığı ya da çalıştıramayacağı sabit disklerdeki bilgileri

Ama dünyadaki 2.6 milyon kütüphanede depolanmış

Teknolojik,Bilimsel ve Kültürel bilginin çoğu felaketten kurtulurdu.

Kıyamet sonrası kurtulanlar neyin eskiden mümkün olduğunu bilir ve

buldukları bazı makineleri ve aletlere tersine mühendislik uygulayabilirlerdi.

Sonuç olarak,bizim tarafımızdan yapılmış ya da doğal

kasvetli yıkıcı tehditlerin olasıklarına karşın

İyimser olmak için sebebimiz var.

İnsan türü göz alıcı şekilde dayanıklı,global medeniyetin

çökmesi durumunda bile geri toparlanmamız mümkün gibi görünüyor.

Çoğu insan toz olsa ya da muazzam zorluklardan müzdarip olsa bile.

Bu süreçte Teknolojik ve Kültürel başarımları kaybetsek bile.

Ama riskler göz önüne alındığında,riskler hala sinir bozucu derecede yüksek.

Nükleer savaş ve tehlikeli pandemiler kurduğumuz

harika global medeniyeti tehdit ediyor.

İnsanlık bir ergen gibi,kör köşelerde hız yapıyor ve emniyet kemersiz bir sarhoş.

İyi haber ise hala bu risklere hazır olmak ve riskleri azaltmak için erken olması.

Aslında sadece eyleme geçmemiz gerekiyor.

Bu videoyu Will MacAskill ile yaptık.

Oxfordda Felsefe profesörü ve effective alturism hareketinin kurucularından biri.

ki bu da zamanınız ve paranızla yapabildiğiniz kadar iyilik yapmak

Will Geleceğe Ne Borcluyuz adında yeni bir kitap yayımladı.

Ki bu geleceğini nasıl olumlu olarak etkileyebileceğinle ilgili

Kurzgesagt videolarını seviyorsan kitabı sevme ihtimalin de epey yüksek.

kitabın içinde Yeni teknoloji riski,yapay zeksentetik

biyoloji gibi karşıt sezgisel argümanlar bulunuyor

Ya da dünyanın çok değil de çok az insan bulundurması gibi

ve özellikle geri dönüşüm veya uçmayı reddetmek gibi günlük eylemler.

Nereye bağışladığınız ya da hangi kariyeri sectiğiniz kadar önemli olmayan şeyler

Önemli olan akıllı davranarak yarını bugünden

daha iyi yapmaya yardım edebileceğinizi savunması

Ve bizim birlikte nasıl bizden sonra gelecek nesiller için gelişen dünya yapabileceğimiz.

Kurzgesagt’ın düzenli olarak konuştuğu,tartıştığu şeylerin çoğu bu kitapta.

Geleceğe Ne Borcluyuz’a bir göz atın

Sizin için yeni bir korkunun klidini açmayı başardık mı?

Varoluşsal korkuya insanlara minnet duyarak karşı gelelim

Bir tür olarak ne kadar mesafe kat ettiğimize

ne inşaa ettiğimize ve nerede bir araya getirdiğimize bak

Bu yeni dünya haritası posteri neleri basarabileceğimizin bir hatırlatıcısı olsun

DAHA FAZLA GELİŞME VE EĞLENCE İÇİBN BİZİ BURALARDAN TAKİP EDİN Kurzgesagt’a Abone olmayı unutmayın! Çevirmen:Talha çetin