Dinozorlar GERÇEKTE Nasıl Görünüyordu? | Kurzgesagt

🎁Amazon Prime 📖Kindle Unlimited 🎧Audible Plus 🎵Amazon Music Unlimited 🌿iHerb 💰Binance

Video

Transkript

Geçmiş, Büyük Patlama’da başlayıp günümüzde biten…

…her geçen saniye daha da genişleyen uçsuz bucaksız ve gizemli bir diyardır.

Önceleri var olmuş her şeyin yurdu…

…bugünümüze anlam verebilmemizin anahtarıdır.

Burada, bir zamanlar dünyamızda gezinmiş en hayret verici yaratıkları…

…hayal gücümüzün haklarını veremeyeceği çeşitlilikte yüz milyonlarca türü bulmaktayız.

Ne yazık ki, geçmiş sırlarını özenle himaye etmekte.

Geçmiş hakkında bildiğimiz bir sürü şey varken…

…bilmediğimizi bildiğimiz daha çok şey var.

Dahası, muhtemelen bilmediğimizden bile haberimizin olmadığı daha da çok şey.

ᴛüʀᴋçᴇ ᴀʟᴛʏᴀᴢı & ᴀçıᴋʟᴀᴍᴀʟᴀʀ: {yigithan.kilinc

Yaşamın mucizesini düşünün:

Günümüzde yaklaşık olarak 1.5 milyon ökaryotik türün varlığını biliyoruz…

…ama bu rakam aslında 10 milyon kadar olabilir.

Ayrıca, ortak bilgi dağarcığımıza her yıl 15 bin kadar yeni tür ekliyor olsak da…

…Dünya üzerindeki yaşamın çok büyük bir kısmı hâlâ keşfedilmemiş durumda.

Üstelik bu bahsettiklerimiz yalnızca günümüzdekiler.

Geçmiş çağlarda dünyamızda tahmini 4 MİLYAR türün yaşadığı düşünülüyor.

Ama bu türlerin en az %99’unun, insanların ilk kelimeleri konuşmasından çok çok önceleri nesli tükendi.

Şimdiye kadar var olmuş tüm türlerin büyük çoğunluğu yeryüzünden öylesine silindi ki…

…geçmişin “bilinmeyen bilinmeyen” kısmının bir parçası hâline gelip sonsuza değin kayboldular.

Yoksa olmadılar mı?

Geri dönülemez mazinin gölgesini görebilmek için bilimden ve hayal gücünden faydalanabilir miyiz?

Bildiklerimizle başlayalım gelin.

Geçmişteki canlılar hakkında bilgi edinmek için fosillere…

…yani geçmiş jeolojik çağlardan kalan her çeşit korunmuş kalıntıya ihtiyacımız vardır.

Örneğin kemikler veya kabuklara, izler veya baskılara, kehribar içinde korunmuş şeylere.

Dünyadaki fosillerin tümüne “fosil kaydı” denir…

…ve bu, geçmişe açılan sahip olacağımız en önemli penceredir.

Ölü bir hayvanın fosilleşebilmesi için birkaç şeyin yolunda gitmesi gerekir:

Doğru ortam, zamanlama ve koşullar.

Ardından da fosilin milyonlarca veya yüz milyonlarca sene boyunca sağ kalması…

…sonra da yüzeye geri çıkması…

…en sonunda da doğal süreçler tarafından çözünmeden önce keşfedilmesi gereklidir.

Yani elimizde olanlara sahip olmamız ve bildiklerimizi bilmemiz bir nevi mucizedir.

Dinozorları ele alalım mesela:

Zira onlar, yaklaşık 165 milyon sene boyunca en büyük ve en başarılı hayvan gruplarından biri idi.

Ayrıca da onları anime etmesi oldukça zevkli.

Gerçekte nasıl görünüyorlardı ve de kaçırdıklarımız nelerdir?

Son 200 senede, 1000’den fazla dinozor türünden kalan on binlerce fosil bulduk.

Son dönemlerde altın bir keşif çağına girdik ve her sene yaklaşık 50 yeni dinozor türü keşfedilmekte.

Bu, onlar hakkında bildiğimiz ve bilmediğimizi bildiğimiz şeyleri genişletmekte…

…ki bu harika bir şey.

Lâkin bu, sonsuza değin mazide kaybolmuş tüm şeylerin varlığından da bizleri haberdar etmekte.

Son 50 milyon yılda yaşamış tüm hayvanları aldığımızı…

…ve fosilleşmeleri için bin türden rastgele 10 bin bireyi seçtiğimizi düşünün.

Kaçırılacak ya da gerçek olamayacak kadar acayip görünecek tüm şeyleri bir düşünün.

Mesela zürafa:

Kahverengi desenleri, uzun boynu ve iki tane minik tüylü boynuzu olan…

…sanki at ve antilobun çiftleşmesinden doğmuş gibi gözüken sarı renkli hayvan.

Geçmiş çağlarda kaç tane “dinozor zürafa” vardı?

Aşırı acayip olan, ve evrimin ekolojik nişleri için vücutlarını çok absürt bir biçimde şekillendirdiği…

…günümüzde bize gerçek dışı gelecek kaç tür vardı?

Yaşadıkları ortamlardan dolayı bir sürü türün sonsuza dek bizden kaybolduğunu biliyoruz.

Örneğin…

…gür yağmur ormanları fosilleşmeyi engeller…

…çünkü bir hayvanın burada toprağa gömülme ihtimali oldukça düşüktür.

Her boyuttan sayısız leşçil, yeni ölmüş hayvanları çok hızlı bir şekilde parçalar…

…ve de toprağın genellikle çok asidik olmasından dolayı kemikler çözünür.

Bu yüzden, yağmur ormanlarında yaşam sürmüş dinozorların fosilleri neredeyse yok gibidir.

Günümüzde, bilinen tüm türlerin yarısı…

…Dünya’daki kıtaların yalnızca %2’sini kaplayan az sayıdaki yağmur ormanlarında yaşamaktadır.

Milyonlarca sene evvel, dinozorlar daha dünya üzerinde dolaşırken…

…yağmur ormanları, gezegenin çok daha fazla kısmını kaplamaktaydı.

Dolayısıyla, kehribar içinde hapsolmuş bazı böceklerin ve diğer ufak hayvanların yanı sıra…

…ortaya çıkıp hiçbir iz bırakmadan yok olmuş milyonlarca tür var olmuş olmalı.

“Bilinmeyen bilinmeyen”in derinlerinde hapsolmuş milyonlarca acayip tür…

Genel olarak biyolojidir bize çelmeyi takan ama.

Vücudunuza bakın.

Çoğunlukla süngerimsi, vıcık vıcık ve yumuşaktır.

İyi korunmayan şeylerden oluşur yani.

En uzun süre kalanlar kemiklerinizin kristalleşmiş kısımlarıdır.

Bu nedenle de çoğu dinozor fosili kemik veya diştir.

Tam hâlde iskeletler değil, kırık parçalardır genellikle.

Bu, kemiksiz ya da kabuksuz hayvanların neredeyse tümünün…

…hemen hemen fosil kayıtlarından silindiği anlamına gelmektedir.

Bugün yaşayan solucanlar, denizanaları ve sümüklü böcekler gibi tuhaf hayvanların müthiş çeşitliliğine bir göz atarsak…

…neleri kaçırdığımızın tahmininde bulunabiliriz ancak.

Gerçi çok şükür ki, yumuşak ve yapışkan yapılı türlerin pek çoğu…

…bizlere geçmişimiz hakkında inanılmaz miktarda bilgi veren müthiş çeşitlilikte kabuklar bırakmıştır.

En azından elimizde bunlar var yani.

Yine de, son yarım milyar senede var olmuş olabilecek tüm kemiksiz türleri düşündüğümüzde…

…onları en iyi şekilde hayal etme çabamız bile yetersiz kalmakta.

Fakat bir şeyi kemiklerinden yola çıkarak tasavvur etmek kolay bir iş değildir…

…dolayısıyla da dinozorların gerçekte neye benzediğini düşünme şeklimiz…

…son birkaç yılda oldukça değişti.

Geçmişteki pek çok çizim, katılıklarını ve tehlikelerini belirtmek amacıyla…

…dinozorları, dişlek bir şekilde sırıtan kemiksi ve minimalist yaratıklar şeklinde resmetmekteydi.

Fakat günümüzdeki hayvanları da benzer şekilde, eğlencesine, iskeletlerinden yola çıkarak çizersek…

…aşırı acayip yaratıklarla karşılaşıyoruz.

Kâbuslardan fırlamış canavarlar gibi görünen filler, kuğular ve babunlarla.

Bu yüzden dinozorları, günümüzde var olan hayvanlara benzer şekilde yumuşak dokulu…

…tombul karınlı veya göğüslü, deri çıkıntıları ve dudakları gibi garip yumuşak dokuları…

…ve daha belirgin nitelikleri olan sevimli hayvanlar olarak tasavvur etmeliyiz.

Aslında bazı yumuşak nitelikler, soyu tükenmiş hayvanların kemiklerinde belirgin izler bırakır…

…burada da günümüzde yaşayan benzer niteliklere sahip hayvanların bize oldukça yardımı dokunur.

İçinde renklerin olduğu benzer bir hikayedir bu.

Günümüzdeki kuşların tüylerinin neye benzediğini bildiğimizden…

…korunmuş tüy kalıntıları olan çok nadir fosiller ile birleşen modern teknoloji…

…soyu tükenmiş dinozorların gerçek renklerine dair bizlere bir fikir vermekte.

Minik Sinosauropteryx’in çizgili bir kuyruğa sahip olduğunu…

…ve onun minik dostu Anchiornis huxleyi’nin, başının etrafında çok güzel kızıl tüyleri olan…

…beyaz ve siyah renkli bir dinozor olduğunu biliyoruz.

Ne var ki, soyu tükenmiş kadim türlerin büyük çoğunluğunun…

…nasıl renkleri olduğuna dair hiçbir fikrimiz bulunmuyor.

Ancak günümüzde yaşayan dinozorların, yani kuşların, nasıl göründüğünü biliyoruz…

…ve işte burada da muhteşem bir çeşitlilik ile baş başa kalıyoruz.

Dinozorların bazıları bulundukları ortama uyum sağlamaya çalışmış…

…bazıları da, dişileri cezbetmek veya da tehlikeli görünmek için yoğun renk şemaları kullanmış olabilir.

Bazılarının etkileyici süsleri veya renkli gagaları olmuş olabilir.

Bazıları da çizgili veya desenli olmuş olabilir.

Benzer şekilde, dinozorların davranışları hakkında da pek bir şey bilmiyoruz…

…ama yine şu an yaşayan hayvanlara bakarak bazı sonuçlar çıkarabiliriz.

Örneğin, aslanlar gibi besin zincirinin en tepesinde yer alan yırtıcılar bile…

…vakitlerinin çoğunu yatarak, kucaklaşarak, birbirlerini yalayarak ve oynayarak geçirir.

Niye dinozorlar da öyle olmasın?

Etkileyici dişlere ve muhtemelen gelmiş geçmiş en kuvvetli ısırma gücüne sahip…

…kara hayvanı olan T-Rex’in kafatasını bulduğumuzda…

…onun saldırgan ve ahmak bir canavar olduğunu düşünmüştük.

Ancak modern tarama teknolojisi, T-Rex’in daha önceki bazı dev etçillere nazaran…

…vücuduna oranla daha büyük bir beyne sahip olduğunu ortaya çıkardı.

Ayrıca muhtemelen çok keskin bir işitme, görme ve koku alma duyusuna sahipti…

…ve büyük ihtimalle aptal bir hayvan değildi.

Yani belki de T-Rex, aç olmadığı zamanlarda vaktinin büyük çoğunluğunu oynayarak…

…ya da olası eşlerini etkileyerek geçiren sevimli bir hayvandı.

Aynı şekilde, boynuzları ve kalkanları Seratopsidleri doğuştan savaşçılarmış gibi gösteriyor olsa da…

…muhtemelen bundan çok daha fazlasıydılar.

Bugünkü hayvanların davranışlarından…

…ve bazılarının çiftleşebilmek için sunması gereken karmaşık danslardan yola çıkarak…

…kalkanlarının belki de inanılmaz derecede renkli olduğunu…

…ve günümüzde pek çok kuşun yaptığı gibi eşleri için dans ettikleri sonucunu çıkarabiliriz.

Ne kadar da hayret vericiydi belki de bu yaratıklar bir düşünsenize…

Ve onları ilk elden göremiyor olmamız ne kadar da büyük bir kayıp bizler için…

En büyük kaybımız da, onlar hakkında asla bilemeyeceğimiz bir sürü şeyin olması.

Ve daha da trajiği, ardlarında hiçbir iz bırakmadan kaybolmuş bir sürü absürt ve harika varlık olması.

Ancak hayat böyledir işte…

Zaman, hislerimizi umursamadan ilerler…

…geçmiş de her geçen saniye daha da genişler.

Günümüzde yaşayan vahşi hayvanların çoğu muhtemelen ardlarında fosil bırakmayacak…

…ve sonsuza değin ortadan kaybolacak.

Bu konuda bir şeyler yapabiliriz ama.

Tanık olduğumuz yok oluşu hızlandırmak yerine…

…yaşamın muhafızları olup rastladığımız yerlerde yaşamı muhafaza edebiliriz.

Mümkünse doğada, mümkün değilse de müzelerde, filmlerde ve aklımızda.

Çünkü hayal gücümüz ne kadar muhteşem olsa…

…ve bilinmeyen bilinmeyenin parçası olan hayvanlar hakkında düşünmek ne kadar büyüleyici olsa da…

…onlara günümüzde tanık olmak çok daha güzeldir.

Gerçekten yaşadığımız diyarda…

…yaşamı olduğu hâliyle deneyimleme şansına sahip olduğumuz yerde.

[Promosyon]