İnterneti Kim İcat Etti? Ve Neden? | Kurzgesagt

🎁Amazon Prime 📖Kindle Unlimited 🎧Audible Plus 🎵Amazon Music Unlimited 🌿iHerb 💰Binance

Video

Transkript

Daha önce, interneti aslında kimin icat ettiğini hiç merak ettiniz mi?

Bazı insanlar internet sayesinde milyoner oldu.

Ama yaptıkları şey sadece interneti kullanmanın akıllı yollarını icat etmekti.

Buna göre interneti icat eden insan gazilyoner olmuş olmalı…

neredeyse Tanrı’ya falan eş, değil mi (!)

Öyleyse, bu onur kime ait?

Acaba İsveç yeraltı laboratuvarlarından birindeki İngiliz bir dahi miydi?

Belki.

Ruslar tarafından nükleer imhayla tehdit edilen zeki Amerikalılar mı?

Güzel fikir.

Bilgisayar ağlarına “Le Internet” demeyi tercih etmiş Fransız bilim insanları mıydı ?

İlginç.

Ya da yararlı olduğunu bildikleri, ama böyle devasa olduğunu farketmedikleri…

…bir şeyler üstünde çalışan sayısız bilim insanı sayesinde miydi?

Pekala, bazı gerçekleri netleştirelim.

Birbirine bağlı bir sürü internet şebekesinden oluşan, internet diye bir şey var.

Ve bu birbirine bağlı bilgisayarları kullanarak, bilgiyi daha kolay paylaşılır bir hale getirme yolu olan

Dünya Çapında Ağ (World Wide Web) diye bir şey var.

Bizim bildiğimiz haliyle internetin yapım aşaması 40 yıllık bir süreçti.

Popüler ama yanlış bir hikayeye göre, internet Amerika Birleşik Devletleri tarafından,

nükleer savaşta ayakta kalabilen bir iletişim şebekesi edinmek amacıyla geliştirildi.

İlk şebeke olan ARPANET’in kurucularından birine göre, 1960’larda

bu ilk internet girişimleri hiç de iletişimle ilgili değildi;

işlemci hızını ve bilgisayarların birbiriyle güç paylaşımı yapabilmesini sağlayan özelliği

optimum seviyeye getirmekle ilgiliydi.

Bunun sebebi 1960’lara dek neredeyse hiç şebekenin olmayışıydı. Anabilgisayar…

…denen, bilgisayar işlemlerini ancak teker teker gerçekleştirebilen…

bir oda büyüklüğündeki dev makineler.

Güç paylaşımıyla birlikte, bu dev yaratıklar birden fazla işi aynı anda yapabilmeye başladı,

bu da onların birden fazla bilim insanı tarafından aynı anda kullanılabilmesi demekti.

Ve tabii ki, bilgisayarları birbirine bağlamaya başladığında,

…bu bağlantıları daha kolay yapabilmek için…

…neye ihtiyacın olduğunu düşünmeye başlarsın.

Dünyanın her yerinden bilim insanları bu sorunu çözmeyi deniyorlardı.

Bu yüzden, başka yerlerde geliştirilen bazı anahtar kelimelere göz atalım.

“Paket anahtarlama"dan başlayalım.

Britanya’da, Ulusal Fiziksel Laboratuvar tarafından geliştirilen…

…ama finanse edilmediği için piyasaya sürülmeyen…

ticari bir şebeke vardı.

Ama veriyi önce parçalayıp sonra alıcıda birleştirerek…

…meşgul şebekelerdeki sıkışıklığı önleyen…

…“paket anahtarlama” fikrini ortaya attılar.

Aynı zamanda Fransızlar da bunda rol oynadı.

CYCLADES denen bilimsel bir şebeke üstünde çalışıyorlardı,

ancak büyük bir bütçeleri yoktu, bu yüzden farklı bilgisayarlar arası…

…sanal bağlantı kurmak yerine direkt bağlantılar üzerinde çalışmaya karar verdiler.

Aramızda kalsın ama, bu pek de bilimsel bir yol değildi,

ama bir teoriye göre, araştırmalarının yan ürünlerinden biri de, “internet” kelimesiydi.

Ama yine de, istemezseniz inanmak zorunda değilsiniz.

Pekala, 1970’lerin başları.

Epey bilgisayar altyapısı mevcut, ama iletişim biçimsiz ve karman çorman,

çünkü farklı şebekeler birbiriyle iletişim kuramıyor.

Bu problemi çözen, TCP/IP oldu.

TCP/IP protokolleri, veri paketlerini sınıflandıran ve aynı verinin bazı parçaları…

…farklı yollar izlese de aynı noktada buluşup…

…eski haline gelmesini sağlayan…

temel internet dilini oluşturur.

Şebekeler birbiriyle gerçekten haberleşebilmeye 1975 yılında başladı,

bu yüzden, internetin başlangıcının bu olduğu iddia edilebilir.

E-posta da çok önemliydi.

ARPANET için 1970 yılında geliştirildi.

1976’da çoğu internet trafiği e-posta yoluyla ilerliyordu,

çünkü akademisyenler elektronik pos-it’lerin dead-core(?) olduğunu düşünüyordu.

Birbiriyle haberleşebilen şebekelerle birlikte, iletişim daha kolay hale geliyordu.

Ama bütün bu iletişim yazı tabanlıydı ve çok çirkin görünüyordu.

1980’lerde, Timothy Berners-Lee isimli bir İngiliz,

…fizikçilerin evrenin yapıtaşlarını araştırdığı CERN’de ve…

…Avrupa Nükleer Araştırmalar Merkezi’nde zaman geçirdi.

Bilim insanlarının verilerini düzenlemeyi,

bu verilerin işlenmesini daha kullanışlı hale getirmeyi…

…ve bu verilerin paylaşımını kolaylaştırmayı istiyordu.

İnternet tarayıcılarını mümkün kılan HTTP, HTML ve URL kullanarak

bu isteğine ulaştı.

Kendi tarayıcısına Dünya Çapında Ağ (World Wide Web) ismini verdi.

Yani, interneti icat etmese de, Web’i icat etti.

Böylece tarihteki ilk websiteyi, 1991 Ağustos’unda CERN, Fransa’da tasarladı.

Temel altyapının oluşturulmasıyla,

anahtar teknolojiler icat edilmiş,

1980’lerde internet mesaj panoları yayılmış,

telefon şirketleri dijital iletişimin pazar payını görmüş,

web tarayıcıları 1990’larda yaban ateşi gibi yayılmış,

ve sıradan insanlar da e-postayı keşfetmişti,

sonra internet hızla ve kararlılıkla yayıldı…

… ve 1995’te büyük kalabalıklar için dahi kullanılabilir hale gelmişti.

Bir dakika, interneti icat eden, Amerika Birleşik Devletleri başkan yardımcısı Al Gore değil miydi?

Ah, hayır.

Ve tam olarak ne söylediğini okursanız, böyle bir şey iddia etmediğini göreceksiniz.

Ama çoğu insan internetin yayılmasını destekleyen…

…yasayı öne sürmesi sebebiyle onu onurlandırıyor.

İnternet, iletişim kurmaya ihtiyaç duyduğumuz…

…ve iletişim kurmayı sevdiğimiz için var.

Bu yüzden Dünya’daki baskın tür biziz.

İnternetin doğal bir evrimsel basamak olduğunu,

ve iletişime duyulan ihtiyacın bir sonucu olduğunu söyleyebiliriz.

Özel biri tarafından icat edilmedi,

ama tuğlalar dünyanın her yerinden bütün o cool bilim insanları tarafından yerleştirildiğinde,

internet bir iletişim aracı, bir anlatım aracı,

bir araştırma aracı, bir propaganda aracı, bir casusluk aracı,

bir alışveriş aracı, bir flört aracı, bir eğlence aracı,

hatta şu an bile yapıyor olabileceğiniz,

çalışıyormuş gibi görünüp işten uzaklaşmanın bir yolu haline geldi.

İşten kaçsanız da, sonuç olarak, iletişim kuruyorsunuz,

bir de yorum yaparsanız, bu sizi daha iyi bir insan yapabilir. :)

altyazı : lunarian