Kara Delikler - Doğumdan Ölüme | Kurzgesagt

🎁Amazon Prime 📖Kindle Unlimited 🎧Audible Plus 🎵Amazon Music Unlimited 🌿iHerb 💰Binance

Video

Transkript

Kara delikler, evrendeki en tuhaf varlıklardan biridir.

Sağ duyumuza aykırı gibi görünüyorlar; Nereden ortaya çıktılar?

İçine düşünce ne olur?

Yıldızlar; kendi yer çekimleri nedeniyle devâsa gaz bulutlarından çökerek oluşan

çoğunluğu hidrojen olan, inanılmaz ağırlıktaki madde yığınlarıdır.

Nükleer füzyon, çekirdeklerinde muazzam miktarda enerji saçarak

hidrojen atomlarını helyuma dönüştürür.

Işıma hâlindeki bu enerji, kütle çekimine karşı itme yaparak

iki kuvvet arasında hassas bir denge sağlar.

Çekirdekte füzyon olduğu sürece yıldız da kararlı kalır.

Kendi güneşimizden çok daha fazla kütlesi olan yıldızlarda

çekirdekteki ısı ve basınç, daha ağır elementlerin oluşmasını sağlar,

ta ki elementler demire dönüşene dek.

Önceki elementlerin tersine, demiri oluşturan füzyon süreci,

herhangi bir ışıma üretmez.

Demir, önemli bir miktara ulaşıncaya dek yıldızın merkezinde birikir

ve ışıma ile kütle çekimi arasındaki denge birden kırılıverir.

Çekirdek çöker.

Yıldız, saniyenin küsüratı bir sürede ışık hızının çeyreği kadar bir hızla

çekirdeğe daha çok kütle tıkıştırarak

içe doğru patlayıverir.

İşte bu olay; süpernova patlamasında yıldızın ölmesiyle, evrende bulunan

demirden daha ağır elementlerin yaratılması ânıdır.

Bu da, ya bir nötron yıldızı meydana getirir, ya da yıldız yeterince kütleliyse

çekirdekteki tüm kütle bir kara deliğe çöker.

Eğer bir kara deliğe bakarsanız, göreceğiniz asıl şey olay ufkudur.

Olay ufkunu geçen bir şeyin,

kara delikten kaçması için ışıktan daha hızlı gitmesi gerekir.

Diğer bir deyişle, kaçamaz.

Bu yüzden hiçbir şey yansıtmayan kara bir küre görürüz.

Ancak, olay ufku işin “kara” kısmıysa,

peki ya “delik” kısmı nedir?

Tekillik.

Aslında tekilliğin ne olduğundan tam olarak emin değiliz.

Tekillik, sonsuz derecede yoğun olabilir; yânî, tüm kütlenin, yüzeysiz veya hacimsiz

olarak uzaydaki tek bir noktaya yoğunlaşması anlamına geliyor.

Veya tamamen başka bir şey de olabilir.

Şimdilik, bilmiyoruz.

Sıfır ile bölmek gibi düşünülebilir.

Bu arada, kara delikler, elektrik süpürgesi gibi her şeyi çekmez.

Eğer Güneş yerine eş kütleli bir kara delik koymuş olsak

Dünya için pek bir şey değişmezdi.

Tabii ki, ölümüne donmamız dışında.

Bir kara deliğe doğru düşseniz başınıza ne gelirdi?

Zaman deneyimi, kara delik çevresinde farklıdır.

Dışardan, olay ufkuna yaklaştıkça yavaşladığınız görülecektir.

Yânî, zaman sizin için daha yavaş geçer.

Bir noktada artık öylece donup kalmış görüneceksiniz,

yavaşça kızıla kayacak ve yiteceksiniz.

Öte yandan kendi açınızdan, evrenin geri kalanını

hızlı çekimde izleyeceksiniz, geleceği seyretmek gibi.

Şimdilik, sonrasında ne olacağını bilmiyoruz.

Ancak iki şeyden biri olur diye düşünüyoruz.

Bir: çabucak ölürsünüz.

Kara delik; olay ufkunu geçer geçmez tek bir yönün mümkün olacağı kadar

aşırı miktarda uzayı büker.

Bunu harfi harfine algılayın: olay ufkunun içerisinde

tek bir yönde ilerleyebilirsiniz.

Sanki çok dar bir aralıktan geçerken her adımda arkanızın kapanması gibi.

Kara deliğin kütlesi, öyle yoğundur ki

artık, birkaç santimlik çok küçük mesâfeler bile

kütle çekiminin, bedeninizin farklı bölgelerine milyonlarca kat daha fazla

kuvvetle etki edeceği anlamına gelir.

Bedeniniz gittikçe gerilirken hücreleriniz liğme liğme ayrılır,

sonunda bir atom genişliğinde sıcak bir plazma akımına dönersiniz.

İki: çarçabucak ölürsünüz.

Olay ufkunu geçer geçmez bir ateş duvarına çarparsınız

ve ânında yok olursunuz.

Seçeneklerden ikisi de pek keyifli sayılmaz.

Ne kadar sürede öleceğiniz kara deliğin kütlesine bağlıdır.

Küçük bir kara delik, siz daha olay ufkuna girmeden sizi öldürebilirken

muhtemelen süper kütleli bir kara delik içinde epey uzun

gezinebilirsiniz.

Altın kural olarak, tekillikten ne kadar uzaksanız o kadar

uzun yaşarsınız.

Kara delikler farklı boyutlardadır.

Güneş’ten birkaç kat kütleye ve göktaşı kadar bir çapa sahip

yıldız kütleli kara delikler vardır.

Bir de, her gökadanın kalbinde bulunan

ve milyonlarca yıldır semiren süper kütleli

kara delikler bulunuyor.

Şu ânda bilinen en büyük süper kütleli kara delik, Güneş’in kırk milyar

katı kütleye sahip olan S5 0014+81’dir.

Çapı, 236.7 milyar kilometredir.

Yânî, Güneş ile Pluton arası uzaklığın 47 katı…

Ne kadar güçlü olsalar da kara delikler, Hawking ışıması adlı bir süreçle

buharlaşıp sonunda gidecekler.

Sürecin nasıl işlediğini anlamak için boş uzaya göz atmamız gerekiyor.

Boş uzay gerçekten de boş değildir, Yoktan oluşup

tekrar birbirini yok eden sanal parçacıklarla doludur.

Bu olay tam da kara deliğin kenarında meydana gelirse

sanal parçacıklardan biri, kara deliğin içine çekilirken diğeri

kara deliğe girmekten kurtulup gerçek bir parçacık olur.

Bu yüzden kara delik enerji kaybeder.

Bu, başta aşırı yavaş olur,

sonradan kara delik küçüldükçe hızlanır.

Büyük bir göktaşı kütlesine vardığında

oda sıcaklığında ışıma yapacaktır.

Bir dağın kütlesindeyse Güneş’imizin ısısında ışıyacaktır.

Yaşamının son damlasına geldiğinde Kara delik, milyarlarca adet

nükleer bomba enerjisinde büyük bir patlamayla ışıyıp yiter.

Ancak tüm süreç çok zaman alır.

Bildiğimiz en büyük kara deliğin buharlaşması bir gugol yıl alabilir.

Bu süre, son kara deliğin buharlaşması sırasında ortalıkta kimsenin

olmayacak olması kadar uzun bir süredir.

Evren, o günden çok daha önce yaşanılmaz bir yer olmuş olacak.

Tabii bu, öykünün sonu değil;

Kara deliklerle ilgili çok fazla ilginç fikir var

Bunları ikinci bölümde irdeleyeceğiz.

Fraser Cain’e, bu vidyodaki yardımı için minnettarız.

Bu arada, farklı boyutlarda 4K olarak bazı Kurzgesagt

duvar kağıtları hazırladık.

bunları Patreon sayfamızdan edinip daha çok vidyo yapmamızı sağlayabilirsiniz.

Örneğin bu Aralık ayında ilk kez ayda üç vidyo yapmış olduk.

Subtitles by the Amara.org community