Bağışıklık Sistemi Açıklandı I - Bakteri Enfeksiyonu | Kurzgesagt

🎁Amazon Prime 📖Kindle Unlimited 🎧Audible Plus 🎵Amazon Music Unlimited 🌿iHerb 💰Binance

Video

Transkript

Hayatınızın her saniyesinde saldırı altındasınız. Milyarlarca bakteri,

virüs ve mantar sizi kendi evleri yapmaya çalışıyor.

Bu yüzden vücudumuz muhafızlar, askerler, istihbaratçılar, silah fabrikaları ve iletişimcilerden oluşan

süper karmaşık küçük bir ordu geliştirmiştir. Ah, evet, ölmeyin diye.

Bu video için bağışıklık sisteminin 12 farklı görevi olduğunu kabul edelim. Örneğin; düşmanları öldürmek, iletişim vs.

Ayrıca 21 farklı hücre ve 2 farklı protein kuvveti. Bu hücrelerin her birinin en fazla 4 farklı görevi vardır.

Hadi onları eşleştirelim. Bunlar aralarındaki etkileşimler. Şimdi bunu anlaşılır hale getirelim.

İlk olarak, görevlere renk katalım. Şimdi hücreleri çizelim.

Ortadaki renk hücrenin asıl görevini,

etrafındakiler ise ikincil görevlerini gösteriyor. Artık bağışıklık sistemi böyle gözüküyor.

Şimdi ise etkileşimler. Bu karmaşıklık harika değil mi?

Bu videoluk sadece bu hücreler hakkında konuşacağız ve diğerlerini şimdilik önemsemeyeceğiz. O zaman bir enfeksiyon

sırasında neler olur?

Güzel bir günde aniden vahşi bir paslı çivi ortaya çıktı ve elinizi kestiniz.

Bağışlık sisteminin ilk engeli aşıldı: deriniz. Yakındaki bakteriler…

…bu imkanı kaçırmazlar ve yaranıza girerler. Vücudunuzun kaynaklarını kullanmaya başlarlar ve

her 20 dakikada bir sayılarını ikiye katlarlar. İlk başta fark edilmezler ama

bakteri popülasyonu belirli bir sayıya ulaştığında davranışlarını değiştirirler ve

vücuda zarar vermeye başlarlar. Bağışıklık sistemi onları

olabildiğince hızlı bir şekilde durdurmalıdır. İlk olarak muhafızlar

diğer bir deyişle makrofajlar müdahele eder. Bunlar vücudun tüm sınır bölgelerini koruyan,

kocaman hücrelerdir. Çoğu zaman tek başlarına bir atağı durdurabilirler. Çünkü

her biri 100 davetsiz misafiri yiyebilir. Davetsiz misafiri tek lokmada yutup bir zarın içinde hapsederler.

Sonra düşman enzimler tarafından parçalanır ve artık ölmüştür.

Ayrıca savaşmak kolaylaşsın diye kan damarlarına, savaş alanına su salmalarını emrederler

ama bu nedenle ateşlenmeye neden olurlar. Bunu siz çok hafif bir şişme olarak görürsünüz. Makrofajlar

çok uzun süre savaştıklarında konum ve aciliyet bilgileri içeren mesajcı proteinler

salarak güçlü destek çağırırlar. Nötrofiller kandaki devriye rotalarını terk edip

savaş alanına hareket ederler. Nötrofiller o kadar öfkeli savaşırlar ki

bu sırada sağlıklı hücreleri de öldürürler. Ayrıca bakterileri hapseden ve öldüren

engeller yaratırlar. Gerçekten o kadar ölümcüllerdir ki çok fazla hasar vermelerini önlemek için

5 gün sonra intihar edecek şekilde evrimleşmişlerdir. Eğer bunlar istilayı

durdurmaya yetmezse, bağışıklık sisteminin beyni devreye girer. Dentritik hücre

aktif hale gelir. Askerlerin sinyallerine cevap verir ve düşmanlardan

örnek toplamaya başlar. Bakterileri parçalara ayırıp dış katmanlarında bulundururlar.

Şimdi, dentritik hücre çok kritik bir karar verir. Hastalanmış vücut hücrelerini yok edecek

anti-virüs kuvvetlerini mi yoksa bakteri öldürücü bir ordu mu çağırmalılar?

Şuanki durumda anti-bakteri kuvvetleri gerekli. Sonra en yakın lenf düğümüne,

yaklaşık bir gün sürecek bir yolculuğa çıkarlar. Burada milyarlarca yardımcı ve öldürücü T hücreleri aktif hale gelmek için bekliyordur.

T hücreleri doğduklarında zorlu ve karmaşık bir eğitim sürecinden geçerler.

Bu süreçten yalnızca çeyreği sağ çıkar. Sağ çıkan hücreler özel bir takım parçalarla donatılırlar.

Ve dentritik hücre yolda, doğru parçalarla donatılmış yardımcı T hücresini arıyor.

Yani Dentritik hücre, zarında bulunan davetsiz misafirlerle tam birleşecek bir yardımcı T hücresi aramakta.

Ve sonunda aradığını bulduğunda bir zincirleme reaksiyon başlar.

Yardımcı T hücresi aktif hale gelmiştir. Hızlıca kendini eşlemeye başlar,

binlerce kez. Bazıları hafıza T hücrelerine dönüşür ve lenf düğümünde kalırlar

böylece seni bu düşmana karşı bağışıklı olmanı sağlarlar. Bazıları savaş alanına yardıma koşar.

Ve üçüncü grup lenf düğümünün merkezine gidip

çok güçlü bir silah fabrikasını aktifleştirirler. T hücreleri gibi bunlar da özel bir takım parçalarla doğarlar.

Ve aynı parçalara sahip B ve T hücreleri bir araya geldiğinde, kıyamet kopar.

B hücresi hızla kendini eşler ve milyonlarca küçük silah yapmaya başlar.

O kadar sıkı çalışırlar ki çok hızlı bir şekilde yorgunluktan ölebilirler. Burada yardımcı T hücreleri

başka bir önemli rol oynar. Sıkı çalışan fabrikaları uyarırlar ve onlara

“Henüz ölme! Hala sana ihtiyacımız var. Devam et!” derler. Bu ayrıca fabrikaların

enfeksiyon bittiğinde ölmesini sağlar. Böyle vücut boşa enerji harcamaz ve kendine zarar vermesi engellenir.

Ama B hücreleri tarafından üretilen nedir? Onları daha önce duydunuz, tabiki de; antikorlar.

Özel bir davetsiz misafirin yüzeyine bağlanacak şekilde mühendisliği yapılmış küçük proteinler.

Hatta birbirinden hafifçe farklı işler yapan farklı tipte antikorlar bile vardır.

Yardımcı T hücreleri plasma hücrelerine bu istilada hangi tip antikorun en çok gerektiğini söylerler.

Milyonlarcası kana akın eder ve vücudu doldururlar. Bu sırada enfeksiyon yerinde

durum korkunç bir hal almaya başlamıştır. Davetsiz misafirler sayıca katlanmış ve

vücuda zarar vermeye başlamışlardır. Muhafızlar ve saldırı hücreleri sıkı dövüşüyorlar ama aynı zamanda da

ölüyorlar. Yardımcı T hücreleri onlara daha agresif olmalarını ve

daha uzun süre yaşamalarını emrederek destekliyorlar. Ama yardım olmadan, bakterileri alt edemezler.

Fakat şimdi ikinci savunma hattı geliyor. Milyarlarca antikor sel gibi savaş alanına akıyor ve

bir sürü davetsiz misafiri saf dışı bırakıp, çaresiz duruma getiriyorlar ve bu süreçte öldürüyorlar.

Ayrıca bakterileri afallatıp onları kolay hedef haline getiriyorlar. Arka tarafları öldürücü hücrelere

bağlanmak için yapılmış ki bağlanıp düşman daha kolay öldürülebilsin.

Makrofajlar özellikle antikorların bağlı olduğu bakterileri uyuşturmada iyilerdir.

Şimdi, dengeler değişiyor. Takım çalışmasıyla enfeksiyon temizlendi. Bu noktada

milyonlarca vücut hücresi çoktan öldü. Çok sorun değil. Kayıpların yeri hızlıca dolduruluyor.

Çoğu bağışıklık hücresi artık gereksiz ve devamlı sinyaller kesildiği için

boşuna kaynak tüketmemek için intihar ediyorlar. Ama bazıları arkada kalıyor: hafıza hücreleri.

Eğer bu düşmanla gelecekte tekrar karşılaşılırsa, buna hazır olacaklar ve

büyük ihtimal senin haberin bile olmadan onu öldürecekler.

Bu bağışıklık sisteminin parçalarının nasıl çalıştığının çok ama çok basitleştirilmiş bir açıklamasıydı.

Bu sistemin ne kadar karmaşık olduğunu hayal edebiliyor musunuz? Bu seviyede bile, bir sürü elemanı ve tüm kimyayı gözardı etmemize rağmen

hayat korkunç derecede karmaşık. Ama onu anlamak için zaman harcarsak

her zaman sonsuz hayranlık uyandıran şey ve muazzam bir güzellikle karşılaşırız.

Çeviri : Berk Şefkatli