Asla Geri Dönemeyeceğimiz Geçmiş - İnsan Çağı İncelemesi | Kurzgesagt

🎁Amazon Prime 📖Kindle Unlimited 🎧Audible Plus 🎵Amazon Music Unlimited 🌿iHerb 💰Binance

Video

Transkript

Bugün farklı bir şey yapacağız.

Arkadaşımız John Green, “The Anthropocene Reviewed” adlı

podcast’inden bir hikaye okuyacak.

Umarız ki keyif alırsınız ve kısa zamanda

her zamanki videolarımızla geri döneceğiz.

eğer hiç çocuk olduysanız ya da çocuğunuz olduysa

büyük ihtimalle

el baskılarına aşinasınızdır.

Bunlar, iki çocuğumuzun da

yaptıkları ilk figüratif resimlerdi.

2-3 yaşlarındayken

çocuklarım, parmaklarını bir kağıt parçasının üzerine koyarak

bir yetişkinin yardımıyla ellerini çizdiler.

Oğlumun,

elini kağıdın üstünden kaldırıp

elinin şeklinin hala kağıdın üstünde olduğunu gördükten

sonraki tamamen şok olmuş yüzünü hatırlıyorum.

Ona ait yarı kalıcı bir kayıt…

Çocuklarım artık 3 yaşında olmadıkları için aşırı mutluyum

ama yine de o ilk sanat eserlerindeki

minik ellerine bakmak, ruhumu ilginç bir neşeyle dolduruyor.

Bu resimler bana sadece büyüdüklerini değil

benimle ilişkilerinin azaldığını,

kendi yaşamlarına koşturduklarını da hatırlatıyor.

Tabii ki bu, benim onların el izlerine

katmış olduğum anlam ve sanat ile

seyircisi arasındaki bu karmaşık ilişki, geçmişe derinlemesine bakıp

gördüğümüzden daha endişe dolu değildi.

1940 Eylül’ünde Marcel Ravidat adında 18 yaşındaki bir tamirci

Güneybatı Fransa’nın kırsalında köpeği “robot” ile dolaşırken,

köpek bir deliğe girip kayboldu.

Robot sonunda geri döndü ama sonraki gün

Ravidat üç arkadaşıyla deliği keşfetmeye gitti.

Ve biraz kazdıktan sonra,

duvarları resimlerle kaplı bir mağara keşfettiler

bunların içerisinde 900’den fazla hayvan resmi de vardı

Atlar, geyikler, bizonlar

ve ayrıca yünlü gergedan gibi yok olmuş türler.

Resimler; genellikle,

muhtemelen oyuklu bir kemik olan dar bir tüple

kırmızı, sarı, siyah boyalarla birlikte

şaşılacak derecede detaylı ve parlaktı.

Nihayetinde bu sanat eserlerinin

en az 17.000 yaşında olduğu tespit edildi

O gün mağarayı ziyaret eden oğlanlardan 2 tanesi

gördükleri sanat eseri karşısında öyle içten etkilenmişlerdi ki

mağaranın dışında onu korumak için 1 yıldan fazla kamp kurdular.

  1. Dünya Savaşı’ndan sonra Fransız hükümeti

bölgeyi koruma altına aldı ve

mağara 1948 yılında halka açıldı.

Picasso, o yıl ziyareti sırasında mağara resimlerini gördüğünde anlatılana göre

“Yeni hiçbir şey öğrenmemişiz.” demiş.

Lascaux’da birçok bilinmeyen var.

Örneğin,neden o mağarada yaşamış Paleolitik dönem insanlarının

birincil yemek kaynağı olduğunu bildiğimiz

ren geyiklerine ait resimler yok?

Neden insan resmetmektense bu kadar hayvan resmetmeye odaklandılar?

Neden mağaranın belirli kısımları, diğer bölgelerde birkaç resim varken

yapı iskeleleri gerektiren tavandaki resimler de dahil

şekillerle doluydu?

Ve resimler,

“İşte bunlar kutsal hayvanlar” şeklinde ruhani mi? Yoksa

“İşte seni öldürebilecek bazı hayvanlara dair bir rehber” şeklinde pratik bir anlam mı içeriyordu?

Hayvanlar dışında yaklaşık 1000 adet

tercüme edemediğimiz soyut işaret ve şekiller

ve ayrıca sanat tarihçilerinin tanımıyla

bazı “negatif el şablonları” var.

Bunlar, beni en çok ilgilendiren resimler

Bunlar; bir eli, parmakları yayarak, duvara bastırıp

ve sonra boya püskürtüp elin etrafının boyanmasını sağlayarak yaratıldı.

Benzer el şablonları Endonezya’dan İspanya’ya,

Avustralya’dan Amerika’ya ve Afrika’ya tüm dünyada mağaralarda bulundu.

15,30 hatta 40 bin yıl öncesine ait

bu hatıra el izlerini bulduk

Bu el şablonları, bizlere hayatın

uzak geçmişte ne kadar farklı olduğunu hatırlatıyor

Büyük ihtimalle soğuk ısırmasından kaynaklanan ampütasyonların Avrupa’da

yaygın olmasından dolayı sıklıkla 3 ve 4 parmaklı “negatif el şablonları” ile karşılaşırsınız.

Ve hayat kısa ve zordu.

Kadınların %25’i doğururken, çocukların yarısı 5 yaşına gelmeden hayatını kaybetti.

Ama bu bize geçmiş zaman insanlarının bizim kadar insan olduğunu da hatırlatıyor.

Elleri, bizimkilerden farksız.

Bu topluluklar avcılık ve toplayıcılık yaptı ve kalorili üretim fazlaları yoktu.

Yani her sağlıklı insan yemek ve su sağlanmasına yardım etmek zorundaydı

ve sanat insanlar için isteğe bağlı olmasına rağmen, sanatı var etmek için

zaman yarattılar

Mağara duvarlarında her türlü el baskısını görüyoruz: çocukların ve yetişkinlerin…

Ama neredeyse her zaman çocuklarımın el baskılarında olduğu gibi parmaklar ayrık.

Jung’çu değilim ama (bkz.Carl Jung)

iletişimi olmayan bir sürü Paleolitik dönem insanının

aynı resimleri aynı şekilde yaratması

büyüleyici ve biraz ilginç.

Hala yapmakta olduğumuz resimler.

Ama kaldı ki

Lascaux’taki sanatın benim için anlamı

büyük ihtimalle onu yapanlardan çok farklı.

Bazı akademisyenler,

bu el baskılarının avlanma ritüellerinin bir parçası olduğunu kuramlaştırdılar.

Tabii elin, bileğin sonunda bulunan uygun bir model olması

ihtimali de var.(kolayca elinizi duvara koyabilirsiniz yani)

Oysa bana göre

Lascaux’daki el şablonları “Ben buradaydım.”, “Sen ilk değilsin.” diyor.

Ve ayrıca kırmızı boya ile çevrilmiş “negatif baskı” olmalarından dolayı da,

bana korku filminden fırlamışlar gibi geldi.

Hayaletlere ait eller kanlı bir zeminden erişmeye çalışıyormuş gibi.

Bana,Alice Walker’ın yazdığı şu sözü hatırlatıyor:

“Tüm tarih yürürlüktedir.”

Lascaux mağarası halka uzun yıllar boyunca kapalı kaldı.

İçinde nefes alan çok sayıda günümüz insanı,

resimlerin bir kısmına zarar veren küf ve likenlerin büyümesine yol açtı.

Sadece bir şeye bakma eylemi onu mahvedebilir, sanırım.

Ancak turistler, sanat eserlerinin titizlikle yeniden yaratıldığı

Lascaux II adlı bir taklit mağarayı

ziyaret edebilirler.

Gerçek mağara resimlerini kurtarmak için sahte mağara resmi yapan insanlar,

Antroposen davranışı doruğa ulaşmış gibi hissettirebilir.

Ama itiraf etmeliyim ki, insan faaliyetinin bıkkın ve alaycı bir yarı profesyonel eleştirmeni olsam da

4 genç ve “Robot” isimli bir köpeğin 17 bin yıllık el baskılarının olduğu bir mağarayı keşfedip

mağaranın karşı konulmaz güzelliğinden dolayı

2 gencin kendilerini mağarayı korumaya adamalarını

büyük ölçüde umut verici buluyorum.

Ve biz insanlar o mağaraların güzelliği için bir tehlike haline geldiğimizde,

gitmemeyi kabul ettik.

Lascaux orada.

Ama ziyaret edemezsiniz.

Yaptığımız sahte mağaraya gidebilir ve neredeyse aynı el şablonlarını görebilirsiniz.

Ama bileceksiniz bunun kendisi,

sadece bir gölgesi.

Bu bir el izi

ama el değil.

Bu geri dönemeyeceğiniz bir hatıra.

Bunların hepsi mağarayı temsil ettiği geçmişe daha çok benzetiyor.

Çeviride katkıda bulunanlar: enesshalil

Farklı olsa bile bu videoyu beğendiğinizi umuyoruz.

John Green’in şiirsel bir dille içinde yaşadığımız Dünya’yı incelediği podcasti The Anthropocene Reviewed’a bir göz atın

John, Kurzgesagt’ın iyi bir arkadaşı.

Aslında kardeşi Hank ile yıllar önce açtığı kanalı Crash Course olmadan,

Kurzgesagt var olmayacaktı, çünkü bugün yaptığımız şey için asıl ilham kaynağıydı.

Yıllar boyunca, John ve Hank, tavsiyelerde bulunmaktan

salt arkadaşlık etmeye kadar birçok yönde bize yardımcı oldular.

Bu yüzden “The Anthropocene Reviewed” ya da birçok kanallarından birine göz atın.

Çeviride katkıda bulunanlar:Arda Mete Küçük,enesshalil,

Denetleye: Alaca Oyuncular