Video
Transkript
Şiddet
ve savaş.
ISIS’in korkunç vahşeti devam ediyor,
Ruslar Ukrayna’yı işgal ediyor,
filistinliler ve israilliler
savaşmaya devam ediyor.
Bu sizi üzgün hissettirmiyor mu?
Aslında
hayır.
Çünkü eğer sayılara bakacak olursanız
savaşın gerçekten
azalmaya başladığı gözüküyor
Bu arada dünya nüfusu
Tüm zamanın en yüksek değerine ulaştı.
İnsan tarihindeki
en barışçıl dönemi
yaşadığımız gözüküyor.
Bu nasıl mümkün olabilir?
2014’e kadar,
gerçekleşen 4 çatışma
dünya üzerinde
2013 Ocak’tan beri en az 10.000 insanın ölmesine sebep oldu.
9 çatışmada
1000’den fazla insan
ve 13 çatışmada
100’den fazla insan öldü.
Hiç de barışçıl değil.
Fakat şunu düşünün:
gerçekleşen tüm bu çatışmaların
hiç biri ülkeler arasında gerçekleşen aktif bir savaş değil.
İç savaş,
ya da yerel çatışma.
Sivil savaşların da korkunç
ve büyük kayıplara sebep olmasına rağmen,
çoğunlukla verdikleri hasar uluslar ve imparatorluklar
arasında gerçekleşen savaştan daha küçük.
İki ulus savaşa girdiğinde,
çok büyük kuvvetleri seferber edebilirler,
devletin tüm kaynaklarını
ve lojistiklerini
ve neredeyse tüm halkı..
Peki niye uluslar arasındaki
savaşlardan iç savaşlara geçiş yaptık?
Bir çok sebepten biri
sömürgecilik ve soğuk savaş.
Soğuk savaşın bitmesiyle, silahlı savaşların
büyük bir kısmı da kayboldu.
Fakat komünist diktatörlüğün
yok olması ile birlikte
yeni veya eski sorunlar dirildi
ve iç savaş ile sonuçlanan
şu anki özgür uluslara
sebep olan çatışmaları getirdi.
Daha da önemlisi,
1945’te
neredeyse Afrika’nın tümü, Asya’nın çoğu
ve Latin Amerika’nın
sömürgecilik altında olması.
1990’da
Bir kaç ada bağımsızdı.
Fakat durun.
Günümüzün
üçüncü dünyadasındaki çok uluslu şirketlerin
sömürgecilik kadar
kötü olduğunu söyleyemez misiniz?
Kongo’ya bakalım.
1885’te Belçika kralı tarafından
sömürge halkı olarak kuruldu
Belçika’nın 80 katı büyüklüğünde bir alan.
Şiddet yerli halka karşı
kararlı hale geldi
ve ekonomik sömürgenin
acımasız sistemi
1908’de halkın yarısının ölümüne sebep oldu.
Yaklaşık 10 milyon Kongo vatandaşı idam edildi
veya açıktan öldü.
Milyonlarca insan sakatlandı ve travma geçirdi.
Kongo’nun ekonomik sömürgesi
öncelikli sınıfa kaldı ve
ve iş gücü 1960’ta Belçika kurallarının
sonuna kadar durdurulmadı
Ki bu çok da uzun zaman önce gerçekleşmedi.
Yani, hayır.
Sömürgecilik günümüzdeki açgözlü
kapitalizmden çok daha kötüydü.
Ve iki nesil önce sona erdi.
Şu anda bulunduğumuz alanlardaki
60 yıl önce gerçekleşmiş
olan çatışmaların büyük bir kısmı
dış kontrol altındaydı.
Fakat işler iyiye gidiyor.
1989’a kadar,
sadece bir tarafın kazandığı
iç savaş yaygındı
şu günlerde ise zaferler çok daha nadir.
Aynı zamanda,
anlaşmalı sonlar %10’dan
neredeyse %40’a kadar yükseldi.
Peki ya dünya huzuru?
Neden dünya ulusları
birbirlerine saldırmayı bıraktı?
Bu durumun 4 büyük sebebi var:
İlk olarak:
Demokratikleşme.
Otokrasiden demokrasiye olan
sürekli geçiş.
Demokratikler nadiren birbiriyle savaşır.
1900’den beri devlet savaşına karşı olan tüm devletler mücadele etti.
Sadece küçük bir demokratik azınlık
kendi arasında savaştı.
İkinci olarak:
Küreselleşme.
Savaş ekonomik hedeflere ulaşmak için
etkili bir yöntem değildi.
Şuan global market kaynaklarını satın almak,
Kuvvet ile ele geçirmeye çalışmaktan
daha az masraflı.
Diğer ülkedeki insanların hayatta olması
bizim için ölü olmalarından daha önemli.
Kapsamlı olan yeni güzel bir görüş.
Üç:
Savaş 20. yüzyılın modası
- Dünya Savaşı’ndan beri, savaş insanoğlunun kaçınılmaz
olarak yaşaması gereken bir tecrübe olarak
ve hedeflere ulaşmak açısından değerli bir araç olarak
görülüyordu.
Bugünlerde illegal saldırı hareketlerini
açıklayan ve silahlı kuvvetlerini
sadece savunma veya UN Security
Council tarafından verilen yetki ile sınırlayan yasalar var.
Bu yasalar hala bozuk fakat
karşıt tepkiler ve kınamalar
almaması zor.
Ayrıca, Hauge’da gerçekleşen savaş suçları
ile ilgili uluslar arası kayıtlarımız var.
Ve bu son derece yeni bir değişiklik.
Dört:
Sınırlar büyük ölçüde sabit.
İkinci dünya savaşından sonra,
Bir çok ülke uluslar arası sınırları
ve diğer ulusların özerkliğini
kabul ettiğinde,
bölgesel savaşların çoğu sona erdi.
Fakat bu tamamem geçici mi yoksa
kalıcı bir barış yolunda ilerliyor muyuz?
Aslında
henüz bilmiyoruz.
Bunun için yüzyılda gerçekleşen bir veya
iki büyük savaş hakkında tarihi
ortalamaya ihtiyacımız var.
Henüz ikinci dünya savaşından beri
savaşın uzakta olmadığını hesaplayabilecek
zamana sahip değiliz.
Eğer ilerideki 75 yıl içerisinde
büyük bir savaşa girmezsek.
İnsanoğlunun değiştiğinden
emin olabiliriz.
Anlayacağınız üzere, savaş bitebilir.
Evet, bir çok yerde tatsız
çatışmalar var fakat tüm
işler git gide daha iyi hale geliyor.
Ve demokrasi ve barış adına konuşarak
bunun daha iyi olmasını sağlayabiliriz. Altyazı: U.E.K
Altyazı: U.E.K