Nükleer Enerjiyi Korkunç Kılan 3 Neden! 2/3 | Kurzgesagt

🎁Amazon Prime 📖Kindle Unlimited 🎧Audible Plus 🎵Amazon Music Unlimited 🌿iHerb 💰Binance

Video

Transkript

Nükleer enerjiyi kullanmayı bırakmak için üç sebep.

Bir: nükleer silahların yaygınlaşması

Nükleer teknoloji dünya sahnesine şiddetli

bir giriş yaptı: 1944’te

Dünyanın ilk nükleer test

patlamasının ardından iki büyük şehir

sadece iki bomba ile yok edildi.

Bundan sonra, reaktör teknolojisi yavaşça

elektrik üretimi için kullanlmaya başlandı

ama hep nükleer silah teknolojisiyle içten

içe bağlantılıydı. Nükleer teknolojiye

erişmeden nükleer silah yapmak imkansızdı.

Silahların yaygınlaşmasını engellemeyi

amaçlayan bir anlaşma olan

Nükleer Silahların Yaygınlaşmasını

Engelleme Anlaşması başarılı olamadı

40 yılda 5 ülke kendi silahlarını üretti

Asıl sorun barışçıl nükleer kullanımını

nükleer silah programından ayırt etmek son

derece zor.

1970’lerde büyük nükleer güçler

barışçıl teknolojilerini küçük ülkelere

satıyorlardı, onlar da

kendi silahlarını geliştiriyordu

Ölümcül nükleer silahlara giden yol

barışçıl nükleer santrallerden geçiyordu.

İki: nükleer atık ve kirlilik sorunu

Tüketilmiş nükleer yakıtlar sadece

radyoaktif değil, aynı zamanda plütonyum

gibi zehirli kimyasal elementler içeriyor.

Zararını ise yavaşça 10.000’lerce yılda

kaybediyor.

Ayrıca yakıt işleme denilen

plütonyumun atık yakıttan ayrıştırılma

süreci iki amaçla kullanılıyordu:

nükleer silah üretmek, ya da yeni yakıt

olarak kullanabilmek, ama şu anda

yakıt olarak kullanacak reaktörümüz yok.

Bir miligram sizi öldürür; birkaç kilogram

atom bombası yapar; Almanya gibi silahsız

ülkelerde bile ortalıkta tonlarca atık var

Çünkü yeniden işlemenin başarılı olacağı

umulmuştu, ama olmadı, ellerinde kaldı.

Tüm bu atıklar nereye gidecek peki?

Okyanusa atmak yasaklanınca gömmeyi

düşündüler ancak 10.000’lerce yıl güvenli

kalacak bir yer bulunamadı. 30 ülkeden

100.000’lerce tonluk radyoaktif atık için

kalıcı depo kurmaya niyetlenen

sadece bir ülke var: küçük Finlandiya.

Üç: kazalar ve felaketler

60 yıllık nükleer kullanım sonunda

reaktör ve atık depolarında 7 büyük

kaza meydana geldi.

Üçü sınırlı zarar verse de dördü

doğaya ciddi radyoaktif salınım yaptı.

1957, 1987 ve 2011’de Rusya, Ukrayna

Japonya’da çok miktarda toprak onlarca yıl

insan yaşamına elverişsiz hale geldi. Ölüm

sayıları saklansa da muhtemelen binlerce.

Bu felaketler farklı reaktör tiplerinde,

farklı ülkelerde ve farklı onyıllarda

gerçekleşti.

Rakamlara bakarak kendimize sorabiliriz,

Dünya enerjisinin %10unu karşılamak uğruna

her 30 yılda bir harap edici kaza yaşamaya

değer mi?

Oran %30 olsa her 10 yılda bir

Fukuşima ya da Çernobil yaşamayı göze

alacak mıyız? Buna razı mıyız? Hangi yeni

toprak yaşanmaz hale gelmeli ki “yeter!”

diyebilelim? Çizgimiz nedir? O halde

nükleer enerjiyi kullanmalı mıyız? Riskler

faydaları geçiyor, belki bu teknolojiyi

bırakıp iyiliğimiz için daha iyilerine

yönelmeliyiz.