Et Tüketmek Zararlı Mıdır? Et Sağlıksız mı? | Kurzgesagt

🎁Amazon Prime 📖Kindle Unlimited 🎧Audible Plus 🎵Amazon Music Unlimited 🌿iHerb 💰Binance

Video

Transkript

Vejetaryen atalarımızın yaklaşık 2 milyon yıl önce

et yemeye başlamasının sebebi hayvanların

lezzetli olması değildi; tamamen bir ihtiyaçtı.

İklim değişikliği atalarımızın tükettiği bir çok bitkinin daha ender

bulunmasına sebep oldu, ve et

bu boşluğu doldurdu

Ateşin keşfi ile beraber

Et, insanların beslenmesinde başlıca rol aldı.

Son birkaç yıldır et tüketimi

kalp hastalıkları, çeşitli kanserler ve erken ölüm ile ilişkilendiriliyor.

gibi durumlar ile ilişkilendiriliyor.

Peki, et gerçekten ne kadar sağlıksız?

Bu videoda sadece et hakkında konuşacağız.

Hayvansal (mandıra) ürünler başlı başına ayrı bir video hak ediyor.

Biyolojik olarak 3 ana sebepten ötürü et tüketiyoruz:

Enerji, yapısal gelişim/onarım sağlayan materyaller

ve vücudumuzun kendi üretemediği molekülleri almak için.

Enerji ve materyallerin çoğu 3 makro besinden geliyor:

Yağlar, karbohidratlar ve proteinler

Proteinler hücrelerimizin onarım ve yenilenmesinde

en önemli göreve sahip.

Özel moleküller metabolik süreçlerde ihtiyaç duyduğumuz

çeşitli vitamin ve minerallerdir.

Et, bize bunların çoğunu sağlar.

Et, ihtiyaç duyduğumuz tüm

aminoasitleri (proteinlerin yapı taşı) ve

bir çok minerali (demir, çinko) ve vitamini

-çoğu hiçbir bitkide bulunmayan, b12 gibi-

içermektedir.

Ette bulunmayan tek ana ihtiyaç maddesi

C vitaminidir.

Neredeyse tüm bitkilerde bulunan bu vitamin, bağışıklık sistemimizi

bağ dokuların gelişimini sağlayarak destekler.

Birkaç ay C vitamini almazsanız iskorbüt olursunuz.

Etin bir büyük avantajı da

yüksek biyo-elverişliliğidir. (yani yediğimiz etin çok az bir kısmı vücudumuzda boşa gider)

Bitkilerle karşılaştırınca, etin bulundurduğu bazı besinler vücudumuz tarafından daha hızlı sindirilir

ve daha hızlı kullanıma geçer.

Örnek olarak, ıspanakta etten daha çok demir vardır

ama emilimi çok daha uzun sürer ve

daha çok enerji harcar.

Tamamen et bazlı bir diyete sahip toplumlarda

etin sağlık açısından bazı faydalarına rastlanmıştır.

Mesela İnuit Eskimoları, zor iklim şartlarında

yaşayabilirler. Bunun nedeni tamamen etten oluşan

beslenme biçimleridir. İnuitler hayvanın

tamamını (organları dahil) yedikleri için her besin grubuna

duydukları ihtiyacı karşılayabilirler, C vitamini dahil.

Yani et tek başına bizler için zararlı değildir.

Ama sağlığa etkisi nasıl hazırlandığı

ve hangi hayvandan geldiğine göre

değişiklik gösterebilir.

Batı dünyasında et dendiğinde genel olarak

besin içeriği yoğun

ancak sadece et bazlı diyeti mümkün kılabilecek bazı vitaminler

bakımından eksik kas dokularını kastederiz.

Yiyebileceğiniz en sağlıklı et balıktır.

Balıklar çoklu doymamış yağ asitleri

içerir. Bunlardan omega-3 kalp damar hastalıklarının

riskini azaltır, ve bağışıklık sistemine iltihaplanmayı

önleyerek (bunu B hücreleri üreterek yapar) katkıda bulunur.

Sağlık sorunları endişesi olmadan balığı sağlıklı bir diyetin parçası olarak sıklıkla tüketebilirsiniz.

Ancak balık tüketiminin de kendi sorunları var,

fazla balık avcılığının sonuçları ve suların kirlenmesi gibi.

Ondan başka bir videoda bahsedeceğiz.

İkinci bir sağlıklı et türü ise tavuk etidir.

En az sağlık sorununa sebep olan et olarak değerlendirilr.

Tek sağlığa zararlı yönü ise tartışmaya açıktır:

Yüksek doymuş yağ oranı

yüksek kolesterol ve

kalp damar hastalıkları ile ilişkilendirilir.

Ama bu bilgi bilim insanları tarafından tartışılmaktadır ve

yüksek kolesterolün genetik olduğu düşünülmektedir. Yani genel olarak

et seçimi yapıyorsanız ve sağlık sorunları bir endişe konusuysa tercihiniz tavuktan yana olsun.

İşler çok kırmızı et tüketince karışır.

(sığır, dana, domuz,

kuzu, at, keçi gibi)

Yeni bir araştırma günde maksimum 23 gram

kırmızı et tüketilmesini

önermektedir. Bu çok az bir miktardır

Bir başka araştırma ise günlük 100 gram et

tüketiminin diyabet riskini

%19,

felç riskini %11, ve kolon kanseri riskini

%17 arttırdığını göstermektedir.

Bu korkunç duyulabilir ama panik olmadan önce

bu araştırmaların nasıl yapıldığına bir bakalım.

Çünkü bu et tüketiminin sağlıksız olup olmadığı

sorusuyla ilgili bir sorunu daha ortaya koyacak.

Etin sağlığa zararlı olduğu sonucuna varan çoğu araştırma

kontrollü-vaka çalışmasıydı. Yani araştırmacılar

bahsettiğimiz rahatsızlıkları olan kişileri

beslenme alışkanlıklarına göre grupluyordu

Daha çok kırmızı et yiyenin daha fazla riskte olduğunu gösteriyordu.

Buradaki problem bu araştırmanın hastalığa sebep olan diğer faktörleri bir kenara koymamasıdır.

Daha az et yiyen insanlar genel olarak daha sağlıklıdır.

Daha çok meyve sebze yerler ve

sigara veya alkol kullanıyor olma ihtimalleri daha düşüktür.

Bazı araştırmalar bu faktörleri de göz önünde bulundurmaya çalışır

ancak somut bir ayrım

yapmak çok zordur.

İşlenmiş ete bakınca durum daha da kötüleşiyor.

Eti işlemek, çeşitli kimyasallar eklemek, tütsülemek,

tuzlamak ve mayalamak anlamına geliyor.

Yani işlemek, eti daha “lezzetli” yapmak demek.

Domuz pastırması, but, salam, sosisler

nitrit ve nitrat gibi DNA’mızı değiştirerek kansere sebep olan,

sağlığa zararlı kimyasallar içerir

Dünya Sağlık Örgütü 20 yılda 800’den fazla

araştırmayı inceleyip işlenmiş etin

kolon kanseriyle bağlantılı olduğu

sonucuna varmıştır.

Günlük alınan her 50 gram işlenmiş et

Kanser riskini %18 arttırıyor.

İşlenmiş et; plütonyum, asbestos ve sigara

gibi maddelerle beraber kanserojen olarak sınıflandırılıyor.

Hatırlamak gerekir ki Dünya Sağlık Örgütü bu araştırmanın bir şeyin kansere

sebep olup olmadığını araştırdığını, ne kadar sebep olduğunu

araştırmadığını belirtmiştir.

Ama işlenmiş et diyabet, felç ve koroner kalp

rahatsızlıklarına rastlama riskini arttırır.

Yediğimiz etin bir canlının parçasıyken nasıl bir yaşam

sürdürdüğü de önemlidir.

Hayvanları büyük miktarda antibiyotik ile beslemek yaygındır,

bu şekilde hastalıklar önlenir ancak bu durum antibiyotik

direnç geliştirmemize sebep olabilir.

Birlikte fazla miktarda kırmızı ve işlenmiş et tüketimi

erken ölüm ihtimalini

%29 arttırır.

Bu demek oluyor ki, bu yıl ölme ihtimaliniz

%3 ise, artık %4.

Bu çok kötü duyulmayabilir ama

küçük yüzdeler toplumsal boyutta milyonlara denk geliyor.

Ayrıca sizi etkileyene kadar zararsız gibi gelir.

Sağlıksız bir yaşamın gerekçesi olarak sadece eti göstermek yanlış olur.

Yağ hariç etin diğer bileşenlerinin

negatif bir etkisi bilinmemektedir.

Diğer zevkler gibi

bazen güzel bir şeyin fazlası zarardır.

Çoğu toplumsal sağlık kuruluşları et tüketiminin

haftalık 500 gram olması gerektiğini söylüyor.

bir yandan da araştırmalar daha da az tüketilmesi gerektiğni savunuyor.

Haftada 1-2 kez et yiyorsanız

sorun yok demektir.

Çoğu kişi için bu durum

beslenme alışkanlıklarında büyük bir değişiklik anlamına geliyor.

Ortalama bir Amerikalı haftada

1600g et yer.

Ortalama bir Alman ise 1100g.

Ve bir kısmımız çok daha fazlasını tüketiyoruz.

Ne kadar et yediğinizden emin değilseniz 1-2

hafta boyunca her et yediğinizde not alın

Ne kadar fazla olduğunu görünce çok şaşıracaksınız.

Sağlık ile ilgili yarattığı endişelerden başka,

et endüstrisinin iklim değişikliğine (küresel ısınma) sebep olan en büyük etkenlerden olduğu gerçektir.

Ayrıca, bu endüstri öyle büyük bir boyuta ulaşmıştır ki insanlara milyonlarca ton et

ulaştırırken bir yandan bunu hayvanlara saygı göstererek yapmak imkansızdır.

Bu detayı bir başka videoda zaten anlatmıştık.

Özetle, ölçülü bir şekilde tüketilirse et sağlıksız değildir ve kendi sağlığınız ve dünyanın iyiliği için

sabah kalktığınızda vejetaryen olmanız gerekmez.

Ama yaşam tarzınızda yapacağınız değişiklikler farklılık yaratacaktır.

Hem kendiniz hem de başkaları için.

Buradaki anahtar, bazen yeni şeyler denemeye açık olmaktır.

Belki yeni favor.i yemeğinizi keşfedeceksiniz..

Neler yapabileceğinizi veya nelerden zevk alacağınızı denemeden bilemezsiniz.

Belki, saatlerce kurz gesagt videoları izledikten sonra, animasyonlar yapmayı öğrenmek istediğinize karar verdiniz.

Bilmiyor olabilirsiniz, ama ekibimizin çoğu üyesinin grafik tasarım eğitimi var.

Animasyona başlamadan önce tasarım ilkelerini öğrenmiş olmamız bugün burada olabilmemizin esas sebebi.

Vektör çizimleri oluştururken kullandığımız

Adobe Illustrator kullanımı hakkında grafik tasarımcı Aaron Draplin tarafından verlen yeni bir Skillshare kursu var

ve ekip olarak bu kursu size önerebiliriz.

Kompleks bir bilgisayar programını basitçe anlayabilmeniz için mükemmel tavsiyeler ile dolu bir kurs.

Bu kurstan sonra kendinizi daha da geliştirmek isterseniz, bizim de Kurzgesagt olarak yarattığımız 3 tane derse Skillshare üzerinden ulaşabilirsiniz.

Skillshare video düzenleme, yazarlık, tasarım ve teknoloji üzerine

deneyimli uzmanlar tarafından verilen 25000+ ders içeriyor.

Premium üyeliği ile hepsine aylık 10 dolara ulaşabilirsiniz.

Aşağıdaki linki kullanan ilk 1000 Kurzgesagt izleyicisi

Skillshare üyeliklerinin ilk iki ayını ücretsiz olarak temin edebilecek.